Ayşe Özer: Bugün benim doğum günüm

gezi

 

Bugün benim doğum günüm

Sevgili okur, başlığı görüp de biyolojik saatinin zembereği kopmuş bir kadıncağızın kendi kendine söylenmesi tadında veya bir bar taburesi üstünde babasının öldüğü yaşı hatırlayan bir şarkının sözleriyle müsemma bir yazı okuyacağını düşünmüş olabilirsin. Seni hayal kırıklığına uğratmayı bir borç bilirim. Temel İçgüdü?nün femme fatale?i Sharon Ablamız 40 yaşına girdiği gün elinde bir şişe şarap ve bir büyüteçle kendini banyoya kapatmış. Büyüteçle kırışıklıklarına bakmış bakmış ağlamış. Hayat ne kadar acımasız diye iç geçirmiş. Korkma abla, aynılarından bende de var. Hepsinin ayrı hikayeleri var, o hikayeleri ben ve dostlarım biliyoruz. Yani ki, biz onları seviyoruz.

Geçen sene bu zamanlar bir halk sokaklarda yeniden doğarken organize edilmiş bir doğum günü kutlamasını son dakikada iptal ettiğimde beni anlayacak, hem de aynı fikirde olmadığımız halde anlayacak dostlar biriktirdiğim bir 35 yılı devirdim. Bugün benim doğum günüm. Bir sokak ötede belki de hepimizin canını koruyarak polisin önüne atılan Ethem?in vurulduğunu bilmeden Ankara?mın sosyal devlet kokan sokağında, Kumrular?da mahsur kaldığımız günden iki gün sonra. Yanı başımızda, Eskişehir?de Ali İsmail?in hunharca katledilmesinden bir gün sonra. Ümraniye?de Mehmet Ayvalıtaş?ı, Antakya?da Abdocan?ı yitirdiğimiz gün. Yitirdiklerimizin analarına ?ağlama anne, evlatların burada? diye seslenirken kendimizi mahcup hissettiğimiz günlerin öncesi. Haziran?da ölmek neden zor kimilerinin hiç anlayamayacağı o sıcak günlerde, ömrümüzün en güzel Haziran?ını yitirdiklerimizin acısının gölgesiyle yaşadık gözünü sevdiğimiz İstanbul?da, siluetini sevdiğimiz Ankara?da, halkların barış içinde mutlu yaşadığı Antakya?da, Ali İsmail?in ellerinden kuşların su içtiği Eskişehir?de. Hepimizi yeniden doğuran o büyük isyanın da birinci yaş günü bugün.

?Yalancı Yalancı? isimli filmde doğum günü pastasının mumunu söndüren küçük çocuk, kendisine sürekli yalan söyleyen babasının bir gün dahi olsa yalan söyleyememesini diler. Avukat olan babanın o günkü bütün işleri aksar, film komediye dönüşür. Bugün o doğum günü pastasının mumunu söndürürken, babası kısa ömründe kendisine hiç yalan söylememiş bir kız çocuğu olarak bir tek dilek dileyeceğim: çocukları babasız, anaları evlatsız bırakan, babalığımıza soyunan o elleri kanlı adamlar bir tek gün olsun yalan söyleyemesin. Karşılarına geçip izleyelim biz de komediyi.


Discover more from Erkan's Field Diary

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.