SİMİT SAT, ONURLU YAŞA
?Belki de asıl ustalık budur: her zaman acemi olmayı bilmek? der dizeleri olunası Turgut Uyar. Profesyonel olmanın, profesyonelleşmenin göklere çıkarıldığı pek moderen dünyamızda esasen işine duygularını karıştırmayana profesyonel deniyor. Kelime kökeni olarak ancak ?mesleki? anlamına gelecek bir doku, duygusuz çalışanlar yaratmak için kullanılıyor. Profesyonelliği değil de, namusuyla para kazanmayı, aile bütçesine katkıda bulunmayı şiar edinirdi bu yurttaki terbiye bir zamanlar. Ve o terbiyeden yola çıkan senaristler bunu Türk filmlerinde mafyatik ilişkileri olan, ancak annesi beş vakit namazında olan Kadir Abimizin bu dünyadan genellikle bir kadın eliyle kurtarılması, günahlarından arındırılması şeklinde ortaya koyarlardı. Genellikle de filmin sonunda su testisi su yolunda kırılırdı. Aynı Kadir Abimiz bir başka filminde artık kendisini serseriliğe vereceğini de şu sözlerle ifade buyururdu: ?Atom fiziğine de profesörlüğe de lanet olsun?. Olsun tabii, atomu parçalayamayacağımız ortada. Kadir Abimizin meslek seçimi çok sancılı bir süreçti. Allahtan atlattık.
Bir de Ah Güzel İstanbul vs. gibi filmlerde pavyondan, o hayattan çekip çıkarılan ve evinin kadını yapılan kadınların hikayeleri vardı. Namusuyla evinde oturan kadına konu komşunun, esas oğlanın ailesinin kötü bakışı o kadını olunacak evi dar ederdi esas kıza. Bir derin mevzudur bu namusuyla para kazanma, onuruyla yaşama meselesi velhasıl. Sonra mesela direnişin bir sloganı olur: ?Polis, simit sat, onurlu yaşa?.
Okumaya gönlü olmayan erkek çocuğunu kaportacının yanına vermekle, kız çocuğunu da evlere temizliğe göndermekle tehdit eden ebeveyn, çocuğu illa da devlet dairesinde bir işe girsin ister. Buna devlete kapağı atmak denir. Devlete kapağı kapatamayınca mecbur kapak atacaksın tabii, mantıklı. Her geçen gün artan, devletin güvenliğini sağlama ihtiyacının yarattığı talep, işsiz kesimin mecburi arzı ile karşılanır. Emir kulları fütursuzca boşaltırlar biberi halklarının üzerine. Sonra tabii ?biz de emir kuluyuz? derler. Maişet telaşı, evin kredi borcu, çocukların okul masrafları büyüdükçe daha da köleleşirler, köleleştikçe artar borçları. Pavyon patronu kapitalizm, borçlandırır da borçlandırır. Her işini sevmeyen insan fahişeleşir, hadiseden zevk alamasa da, iç ve dış müşterileri kaliteli muamelesiyle memnun etmeye çalışır. En eski meslek, artık herkesin yükseleni oluverir. Oysa efendimizdir acemilik. Bu kadar profesyonel olmaya, duygularını yitirmeye gerek yoktur belki de. Seni bu hayattan çekip çıkaralım çevik, sen de simit sat, onurlu yaşa.
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.