N.Ç’nin bitmek bilmeyen dava sürecinin sonunda verilen karar, toplum vicdanını rahatlatmaktan çok uzak. N.Ç yıllar boyunca (aslında bu adı kullanırken, suça maruz kalan kişinin yaşadıklarını adını sürekli telafuz ederek bir kez daha üretmemek için XY) içinde bulunduğu zor durumla yeniden ve yeniden yüzleşti.
‘XY.?ye annelik yapan’ Leman Yurtsever, bir gazeteye yaptığı açıklamada “Geceleri kabuslar görüyor. Onu en çok kendi rızasıyla yaptı denmesi yaraladı. Destek veren psikiyatrist bile başka psikiyatristten destek aldı.? diye konuşmuş.
Buradaki ‘rıza’ aslında XY’nin gösterdiği değil, üretilen bir ‘rıza’. Buradaki mesele ise Chomsky’nin ‘rıza üretimi’nden (manifacturing consent) oldukça farklı. Çünkü Chomsky’nin bahsettiği anlamda rıza üretimi ‘ istek yaratmak’ anlamını kapsıyor ancak NÇ’nin rızası olsa olsa ‘kabul etmek zorunda kalmak’ veya ‘kabul etmekten başka çaresi olmamak’ şeklinde çevrilebilir.
TDK, ‘rıza göstermek’ kalıbını, razı olmak ve istemek olarak tanımlıyor. ‘Razı’ kelimesini ise ‘uygun bulan’, ‘benimseyen’, ‘isteyen’ veya ‘kabul eden’ olarak tanımlanıyor. Aslında XY bu sürece ‘razı olmuş’ (kabul etmek anlamında) olabilir. Hayatını kaybetmekten veya başka bir şeyden korkmuş, hemen şikayetçi olamamış, kaçamamış olabilir ya da çok farklı ve akla hayale gelmeyecek zorlu bir süreç yaşamış olabilir. Bunun cezayı hafifleten tarafı ne?
Anlaşılmayan, anlatılamayan, anlamadığımız nokta bu. Bir çocuğu en büyük eziyeti kabul etmekten başka çaresi olmadığı bir duruma sokmanın sonucunda tanık olunanlar…
‘Rıza’ hukukta tam olarak nasıl tanımlanıyor bilmem ama, razı olmak bana hep yenilgiyi ve çaresizliği hatırlatıyor.
Çocuk istismarcılarının tekrar tekrar aynı suçu işlemeyeceğine emin olduğumuz bir dünyada yaşamak dileğiyle…,
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.