Emre SEVİMBİGE (@fable_edgar): Alkol ve alkol etkileri üzerine…

Emre SEVİMBİGE   Alkol ve alkol etkileri üzerine… Kimimiz alkolü seviyor, kimimiz sevmiyor, kimimiz yarattığı etki için içiyor, kimimiz yarattığı etkiden kaçmak için içmemizi frenlemeye çalışıyoruz. Bazılarımız günah bulduğu için kaçınıyor ama merak ediyor, bazılarımız deli gibi içip artık alkolle yetinemiyor. Ama söz konusu alkol olunca tepkisiz kalan kişi bulmak zor. Ne zaman bir ortama … Read more

Emre SEVİMBİGE (@fable_edgar): “Her Tatil Dinlendirmez

Emre SEVİMBİGE (@fable_edgar)  Her Tatil Dinlendirmez Tatil… İnsanın uğruna 11 ay 3 hafta çalışıp, belki de 1 hafta yapabildiği ve bunun hayaliyle 11 ay 3 haftasına katlanabildiği güzel bir hayal. Elbette çok daha uzun tatil yapanlar, hiç tatil yapamayanlar, tatil köyünden kendi köyüne gidene kadar bir dünya çeşidi var bunun da. Ama tatil deyince ortak … Read more

Ayşe Özer: Talihli kartonlar ve talihsiz diş macunları

Talihli kartonlar ve talihsiz diş macunları Hocaefendinin israfa karşı olduğundan bahisle gömleklerin içinden çıkan kartonları bile atmadığı, onları da defter gibi değerlendirdiği haberi vardı Samanyolu televizyonunda. Kendi sitelerinde bu kartonlardan talihli kartonlar diye bahsetmişler. KCK soruşturması çerçevesinde gazetecilerin evlerinde yapılan aramalarda ele geçen iki tüp diş macunu ile beş adet fırçaya el konuldu. Fırça sayısının … Read more

Ayşe Özer: “Beni ne profesyonel devrimciler istedi de?

via Beni ne profesyonel devrimciler istedi de? -Oğlumuz ne işle meşgul? -Efenim, profesyonel devrimcidir kendisi -Yani? -Yani, devrim için yedi gün yirmi dört saat canla başla çalışan insan manasında. -Yani geçimi bundan -Evet -Devrim olunca ne olacak? -Nasıl yani? -Devrim olunca oğlumuz işsiz mi kalacak? Geçimi bundansa -(Sessizlik) -Hayırlısı, gençler birbirlerini sevmişler madem. Herkesin devrimci … Read more

Ayşe Özer: AYNI DİLİ KONUŞMAK

AYNI DİLİ KONUŞMAK Aradığında sesi titriyordu: ?İçeride Yunanca konuşuyorlar? dedi. Ortak bir çalışma için Yunanistan?a gitmiş olan arkadaşım laboratuarda tartıştığı arkadaşıyla hocasının içeride meseleyi kendi dillerinde tartışmalarına içerlemişti. Hocayla asistanı bir süre meseleyi İngilizce konuşmuşlar, sonra onun anlamaması için kendi dillerine dönmüşlerdi. Türkçe konuşmalarını beklemiyordu elbette, ama ortak dil de ortadan kalkınca iletişim anında çatışmaya … Read more

Ayşe Özer: Şifre kapağın altında!

Şifre kapağın altında! Biz çocukken gazoz kapaklarını toplardık. Bunların ince plastikten yapılma iç kısımlarını kaldırınca altlarından ikramiye çıkardı. Bize de çıkabilirdi. Sonraları camdan yapılma, depozitolu, kocaman meşrubat şişeleri girdi hayatımıza. Bunları köye götürdüğümüzde soğusunlar diye ya gürül gürül akan çayın içine ya da köy çeşmesinin önüne koyardık. Şimdilerde su şişelerinin mavi küçük kapakları toplanıyor, engelli … Read more

Ayşe Özer: Occu ?pie?dan payımızı almak

Occu ?pie?dan payımızı almak Küreselleşme,  yabancı ülkede aynı hamburgercide aynı standartta yemek yiyebilme lüksü, hatta Erzurum?da cağ kebap yerine bilmem neli fajitas yeme konforu(!), her yerdeki konfeksiyon mağazasında aynı fiyata aynı ürünü bulabilme kolaylığı ile özdeşleştirilip, süslü paketler içinde bize sunulmaktadır. Duvarların kaldırılması kulağa hoş gelmektedir doğrusu. Standardizasyon ve kalıba sokma girişimleri ile hayatımızı istediği … Read more

Ayşe Özer: Amerikan usulü fondü

Amerikan usulü fondü ! Refah toplumu İsviçre bize hep peynirlerini ve çikolatasını hatırlatır-kahvaltının olduğu gibi çikolatanın da mutlulukla bir ilgisi olmalı- oysa İsviçre?nin meşhur yemeği fondü kıtlık zamanında insanların bir kapta peyniri eritip buna ekmek banmasıyla ortaya çıkmıştır. Refah paylaşınca oluşmaktadır. Paylaşınca bereket artar mı derler bizde de? Refah bize çekirdek aileyi, gerçek hayatta köyden … Read more

Cengiz Aktar: Kendi aramızda oynamak

 Kendi aramızda oynamak      Zaten epeyidir kendi aramızda oynamıyor muyduk? Sadece futbolu da değil. Neredeyse her işi kendi uydurduğumuz ölçülerle gerçekleştirmiyor muyuz 1923?ten beri? Ezberin bozulduğu dönemler elbette oldu. Özal?ın ilk dönemi ve AK Parti?nin 2005?e dek süren icraatı. Ama yine içe dönüverdik işte. Futbola aklım ermez, iyi hareketleri keyifle seyrederim. Son yıllarda ?Türk futbolu? … Read more

Cumhur Bumudur: Normaller marjinalleşir, marjinaller normalleşirken

Normaller marjinalleşir, marjinaller normalleşirken   via Sahiplendiğimiz kara parçası bukalemundan evrilme her devrin adamı köşe yazarlarıyla da meşhurdur. Bu köşe yazarları,  bulvar gazetelerinin,  ülkemiz sosyokültürel iklimine adapte olurken her nasılsa ülkemiz insanında ?ciddi?  ve ?güvenilir? kanısı da oluşturabilmiş türevlerinde yazarlar. Bu bulvar gazetelerinden devşirme gazetelerin de içi boştur, köşe yazarlarının yazdıklarının da? Amaç, bolca sansasyon, … Read more

Sernur Yassıkaya: “FİYAT ETİKETİ”

FİYAT ETİKETİ Sernur Yassıkaya   Her şeyin bir fiyatı var. Barkod?lu, etiketli ve şeytani… Her şeyin fiyatlandırıldığı bu dünyada, kitaplar da bu fiyatlandırmadan elbette nasibini aldı. Sonuçta bu işin yazarı var, matbaası var, mizampajcısı var, editörü var, yayıncısı var, dağıtımcısı var, kitabevi sahibi var; var da var. Ama kitap kapaklarının arkasındaki o fiyat etiketi yok … Read more

Emre Sevimbige: Alelade Bir Boş Gün

EMRE SEVİMBİGE emre_bige@yahoo.com                 Alelade Bir Boş Gün Oturuyordum evde tek başıma. Hava soğuktu. Camdan baktım. İnsanlar montlarını giymiş, atkı ve berelerini takmış bir koşuşturmaca içindelerdi. Böyle işe, güce, birşeye yetişme derdindeydi üşümemeye çalışan insanlar. Ben o gün işe gitmemiştim. Oturuyordum evde tek başıma demiştim değil mi? Aslında o kadar da yalnız değildim. Çok sağlam … Read more

Emre Sevimbige: Eğitilebildik mi?

EMRE SEVİMBİGE emre_bige@yahoo.com                                                                  Eğitilebildik mi? Yeri gelince milliyetçi, ülkesini seven, savunan insanlarız. Futbol?da takımlarımız Avrupa maçları yapınca deli gibi destek çıkarız, sözde düşmanlarla oynuyoruzdur. O kadar Türk?üzdür ki bazen, Pelin Batu İngilizce şiir kitabı çıkardı, özünde İngilizce yazıyor diye demediğini bırakmadık. Orhan Pamuk?u vatan haini ilan ettik. Nobel?i aldı ama Türk?ten saymadık. … Read more

Cumhur Bumudur: Radyoaktif Yumurtalar, Yeni Bakanlıklar ve Siyah Bir Forrest Gump

Radyoaktif Yumurtalar, Yeni Bakanlıklar ve Siyah Bir Forrest Gump Forrest Gump, kafası çok çalışmasa da saflığı  ve  iyi kalpliliğiyle okuyanların, izleyenlerin  gönlünde taht kurmayı başarmıştı. Amerika, iyi niyetli oldukları sürece, kafası çok çalışmayanlar için bile bir fırsatlar ve mutluluklar ülkesi olabilirdi, öyle değil mi? Film güzeldi ama Amerika?nın fırsatlarının ne kadar sütten çıkmış ak kaşık … Read more

Işıl Yılmaz: “Hayatımıza değer katan deliler vol.1 Michel Foucault”

Dün Foucault’nun doğum günüydü. Ağır deli, kendinden emin, ayrıntılarda gizemi ve kendini bulan, bu yüzden de çılgıncasına hayran olduğum insandır, Foucault. Delirmeyi anlamak için deliren, ölümü anlayabilmek için kendini yoldan geçen bir arabanın önüne atan, cinselliği kavramak için her çeşit ilişkiye giren ve bundan zerre pişmanlık duymayan anlaşılması zor bir adamdan bahsediyorum. Bana göre her … Read more