Cengiz Aktar: Papa neden ve kime geliyor [Cuma Notları]

Papa neden ve kime geliyor
Ekümenik Patrik Bartholomeos’a geliyor. İsa Aleyhisselamın havarisi, MS. 31 yılında İstanbul Kilisesi’nin kurucusu ve Roma Kilisesi yani Katolik Kilisesini kuran Aziz Petrus’un ağabeyi bilinen Aziz Andreas’ın yortusu 30 kasımdır. 1967’den beri her yeni seçilen Papa Patrik tarafından davet edilir ve iki kilise yortuyu İstanbul’da birlikte kutlar. Ancak iktidar yıllardır “Fener Rum Patriği” diyerek küçümsediği Patriğin Papa’yı davet etmesinden hoşlanmaz. O yüzden Papa hep Vatikan Devlet Başkanı sıfatıyla Cumhurbaşkanı tarafından davet edilir. Öyle olunca da sanki Cumhurbaşkanını ziyaret ediyormuş algısı oluşturulur. Yalnız, Papalar Cumhurbaşkanı davetlerini daima 30 kasıma rastlayacak şekilde kabul ederler.
Patrik Papa Fransiskus’un tahta çıkma töreninde, 1054 İznik Konsili ayrılığından beri hazır bulunan ilk Ortodoks Patriğiydi. Kiliselerarası diyalog mükemmel seyrediyor.
Papa’nın Arjantin’de kardinalken Ermeni Soykırımı’nı tanıdığını, Vatikan’ın ocakta bu konuyla ilgili bir kitap yayımlayacağını ve 2015’te arşivlerini açacağını, ayrıca her ülkeyi ziyaret etmeye pek meraklı AKP’li cumhurbaşkanlarının Vatikan’a adım atamadığını da belirteyim.
Kürdistan’ın yerellik ve ekoloji kavgası
Diyarbekir topyekûn Amed Surları Hevsel Bahçelerinin UNESCO Dünya Mirası listesine girmesi için harıl harıl çalışıyor. Yereldeki bu hayırlı girişime karşı merkezdeki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Silvan Köprüsü ile şehrin tarihî On Gözlü Köprüsü arasındaki Dicle Vadisi’ni “Yapı Rezerv Alanı” olarak ilan etti. Rezerv ama beton rezervi!
Hevsel Bahçelerini de içine alan şehrin sebze ihtiyacını karşılayan bu verimli toprakta yüzün üzerinde kuş çeşidi yaşıyor. Alanın yapılaşmaya açılmasıyla kentin can damarı olan yeşil havza ortadan kalkmış olacak. Dicle Vadisi’nin yapılaşmaya açılmasının yanı sıra, Dicle üzerinde bu sefer Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından üç HES yapılması sözkonusu. Kürt Siyasî Hareketi adına DTK Ekoloji Komisyonu tepeden inen bu karara karşı olduğunu açıkladı. Merkezde alınan kararın hele şu süreçte yerelde yaşayanlara danışılması gerekmez mi?
Mursî, Sisi fark etmez 
Mısır’ın hicap verici tabularından biri kadın sünnetidir. Mübarek, Mursî, Sisi farketmez 15- 49 yaş arası Mısırlı kadınların yüzde 91’inin, yanlış yazmadım 91, klitorisi kesilip atılıyor. Kitabî dinler öncesinden gelen, Kara Afrika’da yaygın olan ve sade Müslümanlara mahsus olmayan bu barbarlığın Mısır’da da olduğunu öğrenince şaşırmıştım. Esasen 1959’dan bu yana yasak, para cezası var ama ne fayda; ameliyatların %77’si “fennî sünnet” ile gerçekleşiyormuş. 30 ekimde BM Genel Sekreteri bir nesil sonra bu korkunç uygulamayı dünyada sona erdirmek için bir kampanya başlattı. Mısır’da ulema ancak 2007’de fetva verebildi yasaklamak için, yine de yerel imamlar kadın sünnetini peygamber hadisine dayandırarak savunuyormuş.
Kadın sünnetinin, (ne de erkek sünnetinin) tıbbî bir faydası yok; aksine, kim bilir maruz kalan kadınların (ve erkeklerin) ruh ve şuur halini nasıl damgalıyordur.
Pazar sabah Oy ve Ötesi koşusu
Kısa ve öz: “Biz farklı inanç ve görüşlere sahip binlerce kişiyiz. Demokratik değerler etrafında bir araya geldik ve geleceğimize birlikte sahip çıkma kararı aldık. Her zaman, her yerde vicdan, akıl ve birliğin yarattığı güce inanıyoruz. Attığımız her adımda, aldığımız her kararda toplum menfaatini ön planda tutuyoruz. Tarafsız ve bağımsızız. Düşüncelerimizi eyleme, eylemlerimizi sonuca ulaştırıyoruz. Biz bu şekilde fark yaratıyoruz. Sandık ve seçim güvenliği her zaman ana odağımız kalacak ve yüzbinlerce gönüllümüz ve destekçimizle bir günle başlattığımız bu uzun soluklu yolculuğa devam edeceğiz. Haydi, gel aramıza katıl! Ya sen ne için koşuyorsun?” #senneicinkosuyorsun
Bu yazı ilk olarak Taraf’ta yayınlandı. Yazarın izniyle burada da yayınlanıyor… 

Discover more from Erkan's Field Diary

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.