Firavun Havaalanı
?İstanbul?u dozerler bürüdü! İstanbul?un kuzeyinde talan ve vahşet kol geziyor. Talan ve vahşet, yine yalanla besleniyor! Kuzey ormanlarında gümbür gümbür ilerleyen dozerler, ?kalkınma, büyüme, gelişme? diye bağırıyor. (?) İstanbul halkı, kulak ver! 3.havalimanı katliamının bedelini ciğerlerin sökülerek, cebin boşaltılarak, su kaynakların yok edilerek, beton bir cehennemde yaşamaya mahkûm edilerek sen ödüyorsun sen ödeyeceksin! Tek kazanan yağmacılar olacak.? Kuzey Ormanları Savunması?nın (KOS) cumartesi felâkete karşı protesto eyleminin basın bildirisinden alıntılar böyle. KOS?un websitesinde www.kuzeyormanlari.org ve sayısız yazı ya da haberde bu projenin çevresel, doğal, beşerî ve ekonomik anlamda nasıl bir yıkım olacağını okuyabilirsiniz. Konunun bilgi ve basiret açısından işlenecek yanı kalmadı. Binali Yıldırım?ın açıkladığı büyük resim berrak: ?Yeni İstanbul Havaalanı ile birlikte Kanal İstanbul ve bu bölgeye yapılacak yeni şehir projesi, birlikte İstanbul’un merkezine raylı ve karayolu bağlantılarını da dâhil etmek suretiyle yeni bir ekosistem oluşturmaktadır?. Şehrin son akciğerleri olan Kuzey Ormanları mı demiştiniz? Yapay ekosistemle yetineceksiniz! Dolayısıyla istismar, keyfîlik, kontrolsüzlük, israf, talan ve mantıksızlığı göstermek için aşağıdaki görselle yetineyim bu sefer. Lâkin görsel sadece projenin mantıksızlığını anlatmıyor, kibir ve azamet saplantısını da ele veriyor.
7 haziran 2014 günü Türkiye Cumhuriyeti?nin Başbakanı göstere göstere, aksi yöndeki bütün veri, bulgu, karşılaştırma ve akılla alay ederek şehrin, memleketin, bölgenin canına okuyacak 3. havaalanı denilen musibetin temelini attı. İstanbul?un cenazesinin de toprağını!
Törende dile getirdiklerini mantık, bilgi, adap dâhilinde değerlendirmek mümkün değil. Bütün bu olup bitenler vatandaşla, doğayla, cümle âlemle ve hatta uhreviyatla inatlaşmaktan, kibir ve azamet sarmalında şifa aramaktan başka bir şey ifade etmiyor.
İktidar Gezi?den ve ardından 17-25 Aralık ifşaatlarından bu yana ?darbeci iç ve dış güçlerin? bu projeleri kıskandığı, sabote etmek istediği, anlamadığı, kendilerini küçümsediği vs. üzerinden algı oluşturuyor, kamuoyu yaratıyor. Ve büyük ihtimalle buna kendisi de inanıyor. ?Çılgın? denilen bu projelerdeki çılgınlık rant iştâhının önüne geçmiş durumda. İz bırakmak, kalıcı olmak, şirk koşmak, firavunlaşmak var bu çılgınlığın özünde.
Bu yazı ilk olarak Taraf’ta yayınlandı. Yazarın izniyle burada da yayınlanıyor.
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.