Başlıkta büyük bir genelleme var, Kürt hareketi hakkında o kadar da iddialı değilim. Kişisel, ben merkezli bir kaç fikir sunacağım.
Özellikle İstanbul’daki gösterilere bireysel olarak birçok Kürt vatandaş katılsa da partisel anlamda katılım iddiası olmadı. Daha ilk günlerde ulusalcılarla yanyana olmamak gerek gibi bazı BDP liderlerinin söylemleri de bunda etkili olsa gerek. AKP apolojistlerinin belki de en kayda değer iddiası Gezi Direnişi sürecinin Barış Sürecini baltalamaya hizmet edeceği yönündeydi. Buna BDP liderliğinin de bazı Kürt arkadaşların da – özellikle daha dindar Kürt vatandaşların- buna inandığını gözlemledim. Elbette bazı ulusalcıların bu niyeti de taşıdığına şüphe yoktur ama Lice olayından sonra Gezi Direnişçilerine hakim olan barışçıl ve dayanşmacı dile dikkat çekmek isterim.
Bence hiçbir eylem bilgisi olmayan vatandaşların gösterilerin merkezinde olması önemli bir kazanım oldu. Özellikle bir kısım Türk solunun insan gücü olarak Kürt vatandaşları görme eğilimine karşı güzel bir gelişim bu.
Daha söylenecek çok şey var ama bence en önemlisi şudur:
Bugün başlamış barış süreci umarım güzel bir sonla sonuçlanır. Ancak bu Barış Süreci AKP’nin ya da Erdoğan’ın hediyesi değildir. Erdoğan ikinci döneminden başlayarak giderek Türk milliyetçici bir söyleme evrilmiş ve Kürt hareketini doğrudan hedef almıştır. Bu blogda da buna defalarca değinildi. Askeri faaliyetler dışında, Belediyeleri elde etmeye neredeyse bir fetih havası verilmesi ama yine de kilit belediyelerin ele geçirilememesi, KCK davası ve tutuklu sayısına bakıldığında tüm baskılara rağmen Kürt hareketi bu süreçten ezilmeden çıkmış, hatta AKP iktidarına karşı en somut muhalefet haline gelmiştir. AKP’nin barış planı bir lütuf değildir, kazanılmış bir haktır. Lice’deki olaydan sonra AKP apolojistlerinin hemen yatıştırma hareketine girmesi bile bu duruma işaret ediyor. Korunmasız gördüğü Gezi direnişçilerine karşı her türlü hakareti etmekten çekinmeyen bazı bürokratların, Lice olayını dış güçlere, komplolara bağlamadaki hızı dikkate değer.
Bazı samimi Kürt vatandaşların barış sürecinin sanki bir lütufmuş da geri alınacak korkusuna kapılması karşısında tek diyebileceğim: eziklik psikolojisi bazen kalıcı olabiliyor…
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.