Bu yazı 2001’den…
SAĞLI SOLLU İLERLEYELİM BEYLER
Nihayet otobüsteyim. Halk otobüsü o kadar dolu ki bir yere tutunmamıza gerek yok. Gayet samimi bir şekilde duraktan hareket ediyoruz.
-Abi bi öğrenci uzatır mısın?
-Pason var mı?
-Yok.
-Pason yoksa tam alırız.
-Peki peki abi, tam al.
Gökçek?e bir hislenme, yola devam. Bu saatte otobüste oturacak yer bulduğuma şaşarak şoförün arkasındaki koltuğun pencere kenarına kuruldum. Koltuğun kenarında ?gazi, malul, hamile ve çocuklu bayanlara ayrılmıştır? yazıyordu. Bir keresinde robadan bir bluz giyince dolmuşta adamın birinin beni hamile zannedip yer verişi geldi aklıma. Neyse etrafıma şöyle bir bakıp tarife uyan kimse olmadığını görünce vicdanım hafifledi, yerimden kalkmadım.
Yine esnaf eylemi vardı, yollar kapalıydı. Önümüzde yürüyen gruptan 10-15 kişi dönüp otobüse bindiler. Eylem alanına kadar yürümeyecekleri için kendilerini çok akıllı buluyorlar, aralarında gülüşerek yürüyen grubu enayi yerine koyan laflar ediyorlardı. Sınıf mücadelesinin geldiği nokta gözlerimi yaşartmıştı. İçimden lahavle çekerek tekrar pencereden dışarıya bakmaya koyuldum. Demokraaaasi kültürü diye bas bas bağırıyordu birileri geçen gün Meclis TV?de. Siyaset o derece profesyonelleşmişti ki, artık ?emekli milletvekili? diye bir şey vardı. Bir gün bile vekil olsanız kıyak emekli olabiliyordunuz. Koltuk sevdasıyla aynı safta olanlar nasıl da ezip geçiyorlardı birbirlerini. Biletçi hışımla bağırdı:
-Abicim, ilerleyelim biraz, koltuk başlarını beklemeyelim.
Bir de sarışın güzel kadın vardı, ekonomiden anlayan. Üniversitede kalsaydı daha mı iyi olurdu.
-Sarışın abla, ablacım ilerlemiyorsun bari yolu tıkama.
Atatürk Orman Çiftliği?nin önünden geçerken yanımda oturan yaşlı amca bir iç geçirdi: ?Başını kaldır da bir bak!? Hani şarkı var ya Pınar AYLİN?in: ?birileri gelse de beni alsa? Amca gazetesini okurken göz ucuyla ben de bakıyorum, yazı dizisinde sağdaki ve soldaki açmazlar anlatılıyor. Biletçi yine bağırıyor küçücük çalışma mekanından:
-Sağlı sollu ilerleyelim beyler!
-Boşlukları dolduralım beyler!
Yaşlı bir teyze bindi otobüse, önce karşı koltuktaki delikanlıya baktı belki yer verir diye. Pencereden dışarıya bakıyor paşam, hiç oralı değil. Otobüste yaşlılara yer verme sen siyasette ver.
-Yaşlılara yer verelim gençler, ayıp oluyor!
Aydınlık için bir dakika karanlık eylemleri yaygınlaşıyormuş yurt çapında. Glu glu demiş Erbakan. Gazetedeki fotoğrafını tam glu glu derken çekmişler sanki, adamın dudakları u harfini çıkarırken donakalmış. Adamların canı Susurluk ayranı çektiyse demek ki.
-Pencerelere dönelim abicim, ilerleyelim duraklarda bekleme olmasın.
Biletçi şoföre dönüp sinirli sinirli:?Abi yine geç kaldık, nasıl yetişeceğiz?? diye sordu.
Şoför de:?Duraklarda durmayız koçum, sen kafana takma? diye cevap verdi.
Biletçi orta kapıda duran birine seslendi: ?Ağabeycim dört duraktır ineceğim deyip orta kapıyı işgal ediyorsun. İnmeyeceksen ilerle be ağabeycim.?
Okuluma geldim nihayet. Hınca hınç dolu otobüsten güç bela attım kendimi dışarıya. Laboratuardaki bankomun üstünde ??veya kocaman gözlüklerin, beyaz önlüğünle bir laboratuarda?? Kendimi deneylerime verdim. Kulağımda biletçinin sesi: ?Sağlı, sollu ilerleyelim beyler!?
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.