Yeni modellerimizden kesitler
Temmuz ayında Kremlin?de gerçekleşen Erdoğan-Putin görüşmesinin videosunu görmediyseniz bir göz atmanızı öneririm. Görüşmenin özü ?Suriye?ye rağmen ticarete devam? idi. Bunun bir haber değeri yok. Esas, Erdoğan ve mahiyetindekilerin Putin karşısındaki yüz ifadeleri ve vücut dilleriydi ilginç olan. Erdoğan?ın, kendisiyle aynı ligde olup kendisinden daha kudretli olan Putin?e nasıl imrenerek baktığını görmek lâzım. Bu bakışlar memleketi ve bölgeyi ilgilendiren bütün politikalarını devlet başkanlığı hedefiyle tasarlayan ve Putin gibi mutlakıyetçi bir idareye öykünen Başbakan hakkında bildiğimizin resmiydi.
Türkiye?de çoğunluğun özendiği dünya artık epeyidir Batı değil. Zira Batı?da fütursuz ve ketsiz büyümenin önünde dünya kadar regülasyon var. Ancak ana ekonomik model her yerde Batı?nın refah seviyesiyle belirleniyor. Herkeslerin öykündüğü yer orası.
Modellerin çeşitlenmesi hayırlı olsa da yeni modeller epeyi defolu. Ekonomik modellerimiz 2001?de dillere sirayet etmiş olan BRICS yani Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika. Bir de bunların, protez kentler cehennemine dönüşmüş ?Körfez alt kategorisi? mevcut. Modellerin ortak özelliği insan ve doğa pahasına fütursuz kalkınma, büyüme, tüketme ve sonunda tükenme. Ortak ülküleri ?herşey hemen şimdi?! Bütün bu ülkelerde kaynak tüketimi, varolan kaynaklarla sınırlı değil. Doğayı dünya çapında zorlayan ve yenilenmesine fırsat vermeden tüketen bir kalkınma modeli bu. İlâveten hak ve özgürlüklerin genel olarak yerlerde süründüğü coğrafyalar bunlar. Dikkat edilirse dünya sıralamalarında, Türkiye dâhil tüm bu ülkelerin millî geliri, şirketleri ve zenginleri sürekli artıyor ama vatandaş hak ve özgürlükleri topyekûn aksi bir eğri izliyor.
Nitekim böylesi bir taarruzun, ister istemez, iktisatçının istatistiğinde başarı hanesine yazılan sonuçları oluyor. Misâlen Lula?nın 2003-2010 arasındaki başkanlığı sırasında 28 milyon Brezilyalıyı yoksulluktan kurtarması. Ama madalyonun bir de diğer yüzü var. Misâlen Amazon yağmur ormanlarının geri dönüşsüz tahribatı ve yine bu ormanlar içinde inşa edilecek olan dünyanın üçüncü dev barajı Belo Monte?nin su altında bırakacağı 500 kilometrelik alanın ve orada yaşayan diğer Brezilyalıların yaşam koşullarının kalıcı biçimde yok edilmesi. Buradaki enerji oburu HES?çi saplantının Brezilyalı modeli.
Çin?in ağız sulandıran ekonomik performansının bedeli de insan ve doğa. Misâlen: Çin mâlum kömür zengini, dünyada kullanılan kömürün yarısı orada tüketiliyor. Ama karşılığında Pekin?de 2000?den bu yana akciğer kanseri vakaları %60 artmış, verilere göre Pekinlilerin soludukları havadaki tehlikeli parçacık değeri Dünya Sağlık Örgütü kıstasının 10 kat üzerinde. Serbest piyasacı tekparti idaresinin muhalif seslere göz açtırmayan tahakkümünden hiç bahsetmeyelim.
Bir diğer model olan Hindistan?da kışları peydahlanan kahverengi bulut bu koskoca memlekette yakılan kömür ve odunun eseri. Muson yağmurlarının etkisini azaltan, Himalaya buzullarını eriten ve soludukları kirli hava yüzünden yılda iki milyon Hindistanlının ölümüne sebebiyet veren bir musibet bulut.
Burada en beğeni toplayan Rusya?nın BRICS içinde olmasının yegâne nedeni petrol, gaz, kömür ve uranyum ihracatçısı olması. Yoksa silahtan gayri bir sanayisi yok. Sovyet döneminden miras modası geçmiş sanayi ise doğa ve insan tahribatı literatüründe rekorlarını çoktan kırmış: Milyonlarla telaffuz edilen siyasî katliamlar, Çernobil, Aral Gölü? Rusya yolsuzluk sıralamasında Nijerya ve Pakistan ile aynı düzeyde. Muhalif olmak kelle koltukta dolaşmakla eşanlamlı.
BRICS beşlisinden Çin ile Rusya, memleketteki kanaat önderlerinin takdir ve teveccühüne mazhar olanlar. Bunlar Orta Asya?nın irili ufaklı diktatörlükleri Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Uzbekistan?ın (Özbek değil) dâhil olduğu, gönüllerde taht kurmuş bulunan Şangay İşbirliği Teşkilâtı?nın (ŞİT) iki dinamosu.
Model dünyalar böyle. Pekâlâ, buranın insanının farklı bir beklentisi var mı? Ipsos KMG’nin bu yılki araştırmasına göre Türkiye?nin en kalabalık kitlesi olan orta sınıfın çalışma dışında en çok zaman ayırdığı faaliyetler televizyon izlemek, akraba-dost ziyaretlerine gitmek, yemek yapmak, evde arkadaşlarla buluşmakmış. En az yaptığı ise dergi okumak, opera-baleye, yurtdışına tatil amaçlı seyahate veya tiyatroya gitmekmiş. Alışveriş merkezi tutkunu, LED televizyon bağımlısı, arabada lükse önem veren bu zümre nüfusun 59?unu oluşturuyormuş. Tüketerek tükenmenin formülü bu olsa gerek.
Kaya Gazı notu
Birkaç gündür kayagazı zengini olduğumuz ve artık kefeni yırttığımıza dair millî coşkudan geçilmiyor. Bu, kulağa hoş gelen ?kaya?ya rağmen derinde sıkışmış ağırlıklı metandan başka bir şey değil. Ciddî ülkelerde yapılan çalışmalar kayaları kırarak gazı çıkarmanın doğal ortam üzerinde, çıktıktan sonra da iklim değişikliği üzerindeki berbat sonuçlarını ortaya çıkardı. Biz saf saf seviniyoruz.
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.