Washington gözlemlerim ? Şubat 2012
12 Şubat Pazar akşamı THY?nin TK007 uçağı ile Washington DC?ye indik. Trafiğin yok denecek kadar az olduğu şehir oldukça sessiz ve sakindi. Ama aynı sakinliği Türkiye ? ABD ilişkileri için söylemek pek mümkün değil. Medya Derneği Başkanı Salih Memecan ve Gazeteci Ergun Babahan?la birlikte, Washington DC?de yaptığımız 4 günlük gezi sonunda genel izlenimim Türkiye?ye ilgi ve alakanın giderek artmakta olduğuydu. Amerikalılar Türkiye?nin değiştiğinin farkındalar ama bu değişimin hangi yöne doğru ilerlediğini anlamaya çalışıyorlar. Tıpkı bizim gibi?
Washington?da konuştuğumuz bir çok kişiye göre bir kaç yıldır sıkıntılı bir süreçten geçen Türkiye ? ABD ilişkileri son zamanlarda olumlu yönde değişmiş. Türkiye?nin, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı?nda İran?ın tutumunun kınanmasına ilişkin oylamada ?çekimser? kalması, Başbakan Erdoğan?ın Ahmedinecad?la yakın görüntüler vermesi, İsrail çıkışları ve Mavi Marmara sonrası gelişen olaylar nedeniyle sıkıntıya giren ilişkiler, NATO füze kalkanı sisteminin radar birimlerinin Türkiye?ye yerleştirilme kararından sonra oldukça pozitif bir hal almış.
Arap Baharının getirdiği şaşkınlık, Suriye?deki olaylar, İran gerginliği ve ABD ordusunun Irak?tan çekilmesinden sonra yaşanan Şii-Sünni çatışmaları nedeniyle Türkiye, bölgede ABD?nin oturup konuşabileceği en önemli müttefik olmaya devam ediyor. ? Tüm iniş ve çıkışlarına rağmen- gelişmekte olan bir ekonomiye, demokrasiye ve genç bir nüfusa sahip olan NATO üyesi bir Türkiye, bölgedeki diğer ülkelerin durumunu düşününce elbetteki farklı bir konumda.
Washington?da bulunduğumuz süre içerisinde Türkiye?de görev yapmış bazı eski diplomatlarla görüşme imkanımız oldu. Washington Büyükelçimiz Sayın Namık Tan?ı ziyaret ettik. Bunun yanında çeşitli sivil toplum kuruluşları, gazetecilik organizasyonları ve think tank kuruluşlarıyla görüşmeler yaptık.
Washington gezisinin önemli bir ayağı ise ABD temsilciler meclisinde Türk medyası hakkında yapılan paneldi. Paneli Turkic American Alliance adlı önemli bir çatı kuruluşu organize etti.Kalabalık sayılabilecek bir izleyici kitlesinin takip ettiği panelde değişen Türkiye?yi, basın özgürlüğünde yaşanan sıkıntıları ve Türkiye?nin değişiminde önemli bir rol oynayan teknolojik gelişmeleri konuştuk. Panelin moderatörü Rethink Enstitüsü yöneticisi Dr. Fevzi Bilgin?di. Burada yaptığım konuşmada internetin, sosyal medyanın ve mobil teknolojilerin Türkiye?deki yerine değindim. Konuşmamın ana fikri şu temele dayanıyordu:
28 yaş ortalamasına sahip 74 milyon nüfuslu bir ülkede eğer 65 milyon cep telefonu abonesi, 35 milyon internet kullanıcısı, 31 milyon Facebook ve 4 milyon Twitter üyesi varsa o ülke kapalı kalamaz. Bu nedenle Türkiye, dinamik ekonomisi ile büyük bir değişim sürecinden geçmektedir. Farklı görüşlerin ifade edilebildiği sosyal medya ise bu değişimde önemli bir rol oynamaktadır. Fikir özgürlüklerini kısıtlayan yasaların olduğu muhakkak ama bu yasaların varlığı değişime engel olamayacaktır. Bir kaç sene önce yasaklı olan YouTube?un, yasaklı olduğu dönem boyunca en çok ziyaret edilen 10 web sitesinden birisi olması bu yasakların teknoloji karşısındaki durumunu net bir şekilde ortaya koymaktadır. Gazetelerin yazamadığını Twitter kullanıcıları artık anında gündeme getirmektedir. Bu sebeplerden dolayı Türkiye eskisinden daha şeffaf ve daha açık bir toplum haline gelmiştir.
Konuşmamın metnini ayrı bir blog yazısı olarak yayınladım: http://medyaglob.com/2012/02/18/2125/
Washington?da katıldığım bir diğer panel ise Rumi Forum?daydı. Oldukça ilgili bir kalabalığın takip ettiği panelde Türkiye?deki medyayı, basın özgürlüklerini, inteneti ve sosyal medyayı konuştuk. Panelin moderatörlüğünü Amerikalı Gazeteci James Kitfield üstlendi. Yaklaşık 1.5 saat süren panel 4 ayrı tv kanalında yayınlandı. Panel esnasında gelen sorulara bakılırsa Amerikalılar Türkiye?deki anayasa değişikliği tartışmalarını da ilgiyle takip ediyorlar.
Elbette bir kaç günde Washington?ı ve Türkiye ? ABD ilişkilerini kolayca analiz etmek zor. Amerikan toplumunun genel olarak dış politikayı medya başlıklarından takip ettiğini düşündüğümüzde Türkiye?de olup bitenlerin net bir şekilde anlaşılmasını beklemek pek mümkün değil. Kaldı ki biz bile bazen kendi ülkemizde olan biteni anlamakta zaman zaman zorlanıyoruz. Sanırım burada en önemli nokta karşılıklı iletişim kanallarını açık tutmak, ön yargılardan uzak durmak ve diyalogdan uzaklaşmamak. Büyüyen ekonomisi, gelişen teknolojik altyapısı ve artan internet kullanımıyla değişen Türkiye, ABD toplumu için önümüzdeki yıllarda daha da çok ilgi odağı olmaya devam edecektir.
Peki acaba Türkiye ? ABD ilişkilerini önümüzdeki yıllarda nasıl bir süreç bekliyor? Teknoloji ve internet Türkiye?yi daha açık bir toplum haline getiriyor mu? Lütfen yorumlarınızı buradan veya twitter?dan @denizergurel paylaşın.
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.