Oyun konsolları nereye gidiyor?
Ilık bir temmuz akşamı, Xbox 360 kinect ile, coşkulu bir festival ortamında tanıştım. Wii?ye inanamadığım zamanlar daha dün gibiyken, elimde hiçbir cihaz ve tabii top olmadan bowling oynar buldum kendimi.
One Love ortamında binlerce kişinin oynadığı oyuncağın kalibrasyonunda az buçuk bi kayma vardı sadece. Ama bunun olma ihtimali bile tüylerimi diken diken eder, ben istemem efendim öyle yok kaydı yok gitti, 20 derece yamuk durdum algılamadı, sağ elimi kaldırdım sol sandı stresiyle oyun oynamak.
İnsanların dokunmatikler ve tuşlular diye ikiye ayrıldığı güzide devrimizin, ikinci yani biraz daha geleneksel sayılan ekibindenim. Öyle bir zamana geldik ki, ps3 ve wii remote?ları daha benim gibilere hitap eder oldu. ?Tuş kablo filan iyiydi ya, bunun kalibrasyonu kayar allasen? dememize fırsat kalmadan, hangisinin kalibrasyonu daha hassastır diye tartışır olduk. Sadece kıpırdanarak oyun oynamak her ne kadar uçuk ve harika olsa da, tarafım belli: remote?çu ekiptenim. şey deli hızıyla değişirken bana sadece ?olan ayrımın geleneksel tarafını seçmek? düştü. Elimle tutabileceğim, daha geç bozulacağını düşündüğüm, üzerinde hakimiyet kurduğumu hissedebildiğim ne varsa o taraftayım. Nintendo 3DS?iyle en mutlu olanlardanım.
Yalnız ne zaman sims evine girer orda takılırım, o zaman her teknolojiye varım. Beyin nöronlarımı bile bağışlarım EA Games?e.
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
bu ekrandaki oyunun adı nedir söylerseniz çok mutlu olurum