Bilgi?yi Bitiren Adam (Melek Çetin’den)

[Konuyla ilgili haberler ve Twitter tepkileri burada güncelleniyor-admin]


Şimdi hep beraber 20 kere skandal diyoruz çünkü 20?sini Cüneyt Özdemir zaten söyledi.
Kendisine  göre yapılması gereken, böylesine bıçaksırtı bir proje yapılmadan önce rektöre kadar herkese haber verilmesiydi.

Bilgi Üniversitesi Görsel İletişim tasarımı bölümüne bitirme projesi olarak çekilen öğrenci filmini gazeteci skandalcılığı kokan iki yazıyla ?değerlendiren? Cüneyt Özdemir?in sıfat, zarf kullanımının ve pek çok insan için kinayeli sayılabilecek ancak bizce açık açık söylense de olurmuş ifadelerinin dikkate değer olduğunu hatırlatmak icab ediyor.  İlk yazısında süreci anlatırken dizdiği incilerle başlamak gerekirse :

İstanbul Bilgi Üniversitesi?nde bir tasarım öğrencisi, bitirme tezi olarak bir porno film çekmek istemiş. Hocaları şaşkınlıkla ?Olur mu öyle şey? diye gevelese de öğrenci, ?Hani nerede demokrasi, ifade özgürlüğü, burası nasıl üniversite? gibi afili sözlerle hocaları kafaya almayı başarmış. (Gözünü sevdiğimin özel üniversitesi!) Sıra gelmiş oyuncu bulmaya, bir kız arkadaşına rica etmiş, o da kırmamış kabul etmiş! (Ne arkadaşlar var görüyorsunuz.) Hocalar hâlâ itiraz ediyor, erkek oyuncu bulunamıyor, kız arkadaş bunalımda derken ekip üniversitenin stüdyosunda aslanlar gibi porno filmi çekmişler. Üstelik öyle yönetmen ve iki oyuncu değil, bayağı 6 kişilik set ekibi ile beraber. Jürinin izlemesi ise tabii ayrı bir problem olmuş. Sonucu merak ediyorsanız, Türkiye?ye demokrasi, üniversiteye özgürlük gelmiş midir bilemem ama her ergen erkeğin rüyası olan porno film yönetmenliğinden öğrenci arkadaşımız D almış. Doğru tahmin ettiniz, kalmış. Demokrasi adına iyi, öğrenci adına kötü bir haber. (haber kaynağı burada)

Hocaların şaşkınlıkla gevelemesi, afili sözlerle hocaların kafaya alınması, ne arkadaşların olması, aslanlar gibi porno film çekmek, üstelik 6 kişilik set ekibiyle beraber çekmek, her ergen erkeğin rüyası olan porno film yönetmenliği, porno filmle şehre demokrasinin gelmesi… Şimdi bunlar Cüneyt Özdemir tipi sarkastiklik sınırlarında oldukça zeka parıltısı taşıyan, ironik, mizahi yanı provakatif ifadeler olarak okunabilir. Okuyuverelim. İkinci yazısında Özdemir, tüm haftasonu bir grup akademisyenle tez konusu seçiminin onaylanmasının ve filmin okul içinde çekilip bir de jüriye sunulabilmiş olmasının bir özgürlük meselesi mi yoksa skandal mı olduğunu tartıştıklarını ve işin içinden çıkamadıklarını belirtmiş. Öncelikle belki skandalların genellikle özgürlük meseleleriyle alakalı olduğunu hatırlatmak faydalı olacaktır. Cevap her ikisi birden olabilirdi. Belki de öyle oldu ve bu sebeple içinden çıkamadıklarını düşündüler. Belki de onlar için bu hiç içinden çıkamayacakları bir meseledir. Zaten özgürlük meselesi dediğimiz şeyi 100 metreden saniyeler içinde çıkaramıyorsak bizim alışımızda bi sıkıntı var demektir sanki? Yalnız velilerin tepkisi kullanımı hoş durmuş yazıda. O velilerden çok farklı bir üniversite anlayışı olmadığını göreceğimiz satırların habercisi olaraktan…

Bilgi?nin belirgin özgürlük çizgisinden memnun öğrencileri için skandal olan, hayal kırıklığı ve öfke yaratan kısmı haberin ?sızma?sının ardından üniversitede yaşananlardı. Cüneyt Özdemir için skandal olan ise okulun stüdyosunda yani bir kamusal alanda hem de idarenin haberi olmaksızın porno çekilebilmiş olmasıydı. Kendisinin kamusal alan ve üniversite mefhumlarını tartışmak ve bu ikilinin içinden çıkabilmek için ayırması gereken haftasonu mesaileri habercilik kariyerinin sonu olabilir gibi görünüyor. Neticede meşgul bir insan ve gündem akıyor. Oysa gözünü sevdiği özel üniversitelerde bunlar haftalarca konuşulur. İçinden çıkmamanın tadı alınarak. Heyecanlanmadan, koşmadan. Bu yüzden biz burda skandalcıları, manşetçileri ve demokratiğiz ama o kadar da değilcileri dersten sonra Taksim?e çağırmayız.

Özdemir yazısının Bilgileaks kısmında öğrenciler gerçekten çok iyi eğitilmiş diyor ve şaşkınlığını da gizlemiyor. Evet sayın Özdemir, bizi bu hocalar böyle yaptı. Her manada. ..Takdir de linç de onlara lütfen. Tabularasa olarak geldiğimiz bölümlerden böyle fikir gerillacıkları olarak yetişip mezun oluyoruz. Önce üniversiteye sonra memlekete demokrasi getiricez çünkü senin de bildiğin gibi demokrasi porno izleyebilmektir.Başka yöntemleri de var elbet ama onlar ergen erkek rüyaları değil pek. Çoğu kadın memesi ihtiva etmiyor bile. Öğrenciler iyi eğitilmiş… velilerin çok seveceği bir ifade daha. Dünün anarşitleri hoca oldu diyen babaların ve o kitaplardan duyuyosun de mi hep bunları diye hiddetlenen annelerin…ailemizin habercisi olur musunuz Cüneyt?

Bir de sana bir sır daha verelim. Bilgi?de porno yalnızca çekilmiyor ayrıca sistematik olarak izleniyor da. Buna özel ders var. Gelip görmek ve skandal yazısı daha yazmak istemez misin en sarkastiğinden?
Zaten yılların acar habercisi olarak parçanın en leziz yerini sona saklamış olman bizi mest etti.Pornonun arkasındaki koltuk kazığı teorinle komplo hikayesi severlere göz kırpmadan geçmemişsin. En sevdiğimiz…Belki de haklısındır ve mühim bir ayrıntıdır. Yine de sanırım mevzu bu değil.

Benim asıl takıldığım nokta ise 900?lü seks hatlarının sermayesiyle kurulan bir üniversitenin bir porno skandalıyla gündemi meşgul etmesi. O hatların üzerinden çok sular aktı ama görünen o ki Özerden?e yâr olmadı… (http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazar&Date=04.01.2011&ArticleID=1035073&CMessageID=761069&CRes=1#fc761069)

Bütün üniversiteler, bankalar, şirketler, devletler, ordular, atölyeler o 900?lü hatların sermayesinin beslendiği şeyden beslenmiyor mu Cüneyt, senin neyin var haa?

Cüneyt Özdemir?e ve ortamın yabancısına özel not: bölümün adı görsel tasarım değil görsel iletişim tasarımı ve üniversitede veli diye bir şey yoktur.


Discover more from Erkan's Field Diary

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.