Saraçoğlu?ndaydım ? Bölüm 3: Fashion@Saraçoğlu
Dünkü yazıda şöyle yazmıştım: ?Bu terk-i stad hareketi sonrası, ikinci yarı sadece futbolsever bir taraftar kitlesi kalmıştı neyse ki.?
Düzeltiyorum.
?Bu terk-i stad hareketi sonrası, ikinci yarı sadece futbolsever bir taraftar kitlesi kalmıştı neyse ki. Bir de 10cm topukluyu umarsızca giyivermiş bir abla.?
İnanamadım. Kendimi maçı bırakmış; hayatı, motivasyonları, yaşam tarzlarını, vücudun (ekseriyetle ayakların) dayanma raddesini sorgular buldum. Ben orda bildiğin spor ayakkabıyla hayata zar zor tutunmuş, bırak ayakkabımı 2-3 uzvumu kaptırmaktan kıl payı kurtulmuşken, bu hanım nasıl içeri onlarla girebilmiş? Bir de bi davetin son saatlerindeymiş gibi ayakkabısının arka bantlarını indirmiş bir güzel. Ben olsam karşı tribüne kadar gitmişti elden ele, saygıyla eğiliyorum önünde.
Malum, maça forma giymek adettendir. Forma yok mu, (lüks malzeme zaar) geçir takımın renklerinde bir şeyler öyle gel. Kolay.
Değil. Sizler için kolay beyler. Tamam taraftarız, kimimiz fanatiğiz filan ama serde kadınız. Stadın yarıdan fazlasının fönü taptazeydi. Bahaneleri kaçırmayız. Kutlu ergenlik yıllarımın (Allah kimseye vermesin) başında, ilk maça gittiğimde çaktırmadan gözüme sürdüğüm ?ve babam fark eder etmez delirerek çıkarttırdığı- sarı-lacivert farı günler öncesinden nasıl tasarladığımı filan hatırlıyorum. Statta bir tane sarı-lacivert harici göz makyajı görmedim. Ama öyle yüz boyası değil, o da var da, bildiğin gece makyajı. Sarı-lacivert dev halka küpeler mi istersin, türban mı, kolye mi, her tırnakta bi sarı bi laci ojeler mi? Her çeşit aksesuar. Olamaz böyle bir asorti. Fotoğraf çekemedim maalesef yanıbaşımda olduğundan.
Beyler siz takıma uğurdur moraldir diye kuşanırsınız ama bizlerin alt metni hep başka söyler. Her zamanki gibi. Kulağınıza küpe olsun. Bir daha da ?Türk kadını bakımsız? dediğinizi duymayayım. Eve gidince iltifat ederseniz her zaman bakımlı olurlar.
Yarın: Hanımağa Stayla (bu yazı uzamasın can sıkmasın diye yarına bıraktım)