Alternatif Bilişim Derneği’nden (@altbilisim): Özgür Uçkan Hocamızı Kaybettik

Özgür Uçkan Hocamızı Kaybettik

Ozgur uckan.jpg

Daha yazacak, konuşacak, müdahale edecek onca şey vardı ama O artık yok. Alternatif Bilişim Derneği olarak bugüne kadar yaptığımız çok sayıda açıklamada, çıkardığımız kitaplarda, aldığımız kararlarda hep onun izin oldu. Yazık ki bu ‘açıklama’nın ana konusu o.
Haberi aldığımızdan bu yana bir türlü inanamama, gerçekleştiğinde kabul edememe haliyle aradan geçen saatler üzerine ancak böyle bir ‘dağınık’ açıklama derlemek geldi elden.
Dernek kurucu üyemiz, İnternet hak ve özgürlüğü mücadelelerinde ön açanımız, taşını elin altına koyanımızın ardından ne yazsak az, ne söylesek zor. O yüzden ilk adımı cümle cümle atalım dedik. Gerisi mi o gelecek…
Özgür Uçkan’ı tariflemenin yolu çok, o tariflerden birini seçebilmek ise gerçekten zor. ‘İnternet ve hak özgürlükleri mücadelesi öncüsü’, ‘üstad’, ‘Hayatına dokunduğunu değiştiren’, ‘fikir emekçisi’, ‘akıl hocası’, ‘uzaktaki can dost’, ‘entellektüel’, ‘gittiğine inanılamayan insan’, ‘sevgili’, ‘baba’… Belki de İsmail Hakkı Polat’ın da yazdığı gibi, “Türkiye’nin çorak İnternet kültürünün nadide insanı”, güzel insanı…
“Etrafımızda birikimiyle, karakteriyle yetkinliğe ulaşmış o kadar az insan var ki.. Türkiye siber alemi ve felsefe/sanat çevreleri en değerli üyelerinden birini kaybetti..” Erkan Saka böyle duyurdu bloğundan kaybımızı. ‘Arkasından iyi bilirdik denmeyi en çok hak edenlerden…’ olduğunu not düşerek.
Yaşamını yitirdiğinin duyulmasıyla birlikte, farklı disiplinlerden çok sayıda insan kendince üzüntüsünü paylaştı, O’nu anlatmaya çalıştı. İsmail Hakkı Polat, Özgür hocayı ayıran yönü, “Özgür hocayı herkesten ayıran yönü de buydu; çok-disiplinli ve disiplinler arası bakışı. Geçmişten gelen tüm bu birikim ve deneyimini, İnternet gibi dinamikleri net olmayan ama dönüştürücü bir alanla harmanlayabilmek, içinde yaşadığımız bu çağın pek az insanında toplanan bir haslet. İşte bu nedenle hem eski hem de yeni kuşağı ve onların ruhunu çok iyi yakalayabilen nadir akademisyenlerdendi Özgür hoca. Akademik araştırmalar konusunda yönlendirdiğim pek çok öğrenciye (onca vakitsizliğine rağmen) beklediğinden fazlasını sunar ve karmaşık kavramları bile yalın anlatabilme yeteneği sayesinde zihinlerinde farklı ışıklar yakardı.” diye tarifledi bloğundaki yazısında.
Özgür Uçkan teoriyi pratiğiyle birleştiren, İnternet Özgürlüğü mücadelelerinde pankartın en önünde yer alan, eylemleri örgütleyen isimlerdendi. “Neden istemiyoruz?”la bitirmezdi itirazlarını “Nasıl olmalı”larla devam eder, on yılları birkaç ‘slayt’ sayfasıyla alabildiğine yalın anlatırdı.
Yine İsmail hocadan bir alıntı yapacağız, “İnternet, Özgür Uçkan için bir akademik çalışma alanının çok ötesinde bir yaşam alanıydı. “İnternet özgürlüğü” kavramı, benliği hatta kendi adı gibi, onun olmazsa olmazıydı. Bu konudaki tüm tartışma ve mücadelelerde ödün vermez ve sert bir yaklaşım sergilerdi. Herkesin tereddüt ettiği, sinikleştiği ve hatta geri adım attığı zamanlarda bile Özgür hoca, duruşunu bozmazdı.

Onun “kırmızı çizgileri” yoktu, yaşam ilkeleri vardı. Bunları hiç bir zaman pazarlık konusu etmez ve tartışmalarda kıyasıya savunurdu.”, tam da böyleydi işte.
Alternatif Bilişim Derneği üzerinde emeği çok olan üyelerinden biriydi…
Yazacak çok şey var ama bugünlük bizi, bu mini yazıyı derleyen ben İlden’i mazur görün..
İnanmak zor, acı ve çaresizlik büyük… İzleyen günlerde Özgür Uçkan’ı, biricik dostumuzu, hocamızı anmak, fikirlerini/ fikirlerimizi anlatmak için elimizden geleni yapacağız.
Bir de her zaman yaptığımızı yapıp, özgür bir İnternet için mücadele etmeye devam edeceğiz…


Discover more from Erkan's Field Diary

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.