Ayşe Özer: SENİN KİMLİĞİN KAÇ PARA?

SENİN KİMLİĞİN KAÇ PARA?

Taçkırage ra "Qereceice", An Old Zaz...
Taçkırage ra “Qereceice”, An Old Zazaish Woman “Qereceice” from Tunceli (Turkey) (Photo credit: Wikipedia)

90lı yıllarda üniversitede öğrenciyken Ankara’ya gitmek üzere bindiğimiz otobüs memleketin çıkışındaki jandarma noktasında illa ki durdurulur, bir asker abinin otobüs içinde kimlik kontrolü yapması, potansiyel suçlu olan ben vb. öğrencilerin aşağıya indirilmesi ve valizlerinin didiklenmesi ile 12 saat sürecek yolculuğumuza bir yarım saat daha uzatma alırdık. O zamanlar uçak biletleri hayli pahalıydı, havaalanları önce halka hemen akabinde ranta açılmamıştı. Melih Abimizin ortağı olduğu havaalanı servisleri de yoktu. Nüfusa kayıtlı olduğu yer hanesinde Tunceli yazanların her daim otobüsten indirilmesi artık rutin bir uygulamaydı. Ancak 90lı yılların sonlarında Tunceli’den hayli yoğun göç alan aziz memleketimde yerinden yurdundan edilenin Elazığ nüfusuna kaydını aldırması da rutin bir uygulamaya dönüşmüştü. Velhasıl uzun saçların ve kara kaşlarınla kurtulamazdın o otobüsten indirilmekten. Küçük şehrin bir güzelliği olarak “Abi o bizim bilmem kimin yeğeni” derse birileri ne ala. Yoksa saçların kimliğin oluverirdi. Bir ömür en çok saçlarından mı vurulur?

80’li yıllarda çocukluğunu veya ilk gençliğini geçirmiş olanların hala bakkala giderken bile yanına kimlik alma tedirginliği vardır o nedenle. Kimliğini cüzdanında taşımadığı için dört gün içeride yatmış adamların hikayeleriyle büyümüş o yılların gençleri şimdilerde TC kimlik numarasına ve onun çift haneli olmasına sevinse mi üzülse mi acaba? Tekler bu taraftan efendim. Onlar daha eşit. Her vatandaşın adı yok, numarası var bundan böyle. Ölünce de sayıyla ifade ediliyor o nedenle.

Giriş ve ilk yerli içkinin fiks fiyata bağlandığı bir barın girişinde müşterilerin koluna kaşe basan şık giyimli fedai gibi devlet. Dışarıya sigara içmeye çıkıp geri geldiğinde tanımak istiyor damgalı müşterisini. Ki hesabımızı, kitabımızı bilelim de, bütçe açık vermesin sonra. Suriyeli mültecilere kimlik verelim ki ucuz işgücü gerek bize. Çipli kimlik kartları çıktı şimdi. Hediyesi 18 lira. Kimlikleri önce halka, sonra ranta açalım. İleride mülteci kamplarını da ihale ederiz. Halka hizmet, ranta hizmet.

Yepyeni Türkiye’de mızrak çuvala, kimlik cüzdana sığmıyor. Kimliğini de yanına alıp sokağa çıkmak istiyor insan. Kolumuzda damga var da karakolda ayna yok. Sen sen ol, haklarını da yanına al da numaran değil, adın olsun. Mülteciyim, mültecisin, mülteci…

-Hani benim kimliğim nerede anne?

-Nereye bıraktıysan oradadır evladım.


Discover more from Erkan's Field Diary

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.