Sicilya’ya gitmeden önce mekanı Sicilya olan tüm filmleri şöyle bir gözden geçirmiştim. Hatırladıklarım arasındaMalena, Cinema Paradiso, Respiro ve tabii ki “Godfather” vardı. Zaten bizim Sicilya’da ilk konaklayacağımız yer de “Baba” filminin çekildiğiSavoca köyüydü ve İtalya, bu kaçıncı gidişim hatılamıyorum ama, beni her gördüğümde yeniden şaşırtmayı başarıyor…ve yeniden dünyanın en güzel ülkesi olduğunu düşünüyorum.
Sicilya’yı elbette hep duyardım ama bu kadar etkileneceğimi tahmin etmemiştim, 7 gecelik bu tatilin içinde ne arasan vardı, dünyanın en güzel denizlerinde yüzüp, en antik kentlerinde gezdik, en muhteşem yemekleri yedik, dağlarda geceledik, az harcadık ama konforumuzdan ödün vermedik, dinlendik, kitap okuduk, eğlendik, şarap bağları gezdik…
Reklamını yapmak gibi olmasın THY’nin bu yaz için Katanya’ya uçuş koyması ile başladı herşey…ilk 3 günü Savoca’da geçirecektik, Baba filminin bir bölümünün çekildiği, Michael’in memleketine gidip kız aldığı köy olan Savoca. Zaten çok küçük bir köy, biz de köyün bir bölümün’den restore edilip otel’e dönüştürülmüş müthiş manzaralı, süper konforlu, Sicilya’nın kıyılarını tepeden gören Borgo San Rocco’da kaldık.
…Köyün meydanında meşhur kahvehane Bar Vitelli‘de limoncello’larımızı içip nefis Sicilian Cannoli’lerimizi yiyoruz. Onlar ne derseniz, Canoli Sicilya’nın rikotta peynirinden yapılma muhteşem bir tatlısı, limoncello ise bildiğin limonata’nın rom katılmış hali diyebiliriz aslında. Tipik bir akdeniz içkisi, iyisini bulursanız çok güzel!
Bir de meydana Francis Ford Coppola‘nın köylerinin tanıtılmasına katkısı bulunduğundan kelli ayna’dan bir heykelini dikmişler, elinde de kamera var.
Civarında olduğumuz için adını çokça duyduğumuz Taormina’ya uğradık, İtalya’nın diğer bir çok şehri gibi, tepelere kurulmuş sevimli şehre teleferikle çıktık. Biraz gösterişli ve kibirli bir hali olsa da gittiğimize pişman olmadık.
Etna ve civarı
Etna yanardağına giderken Taormina’dan Etna Nord tabelasını görüp oradan dalıp girdik, bir kaç saat süren çok güzel bir yolculuk sonucu yolun sonundaki teleferik’in kapalı olduğunu gördük. Sonra rotamızı Etna Sud‘a doğru çevirerek, ve yolların ve civarın bitki örtüsünün güzelliğinden başımız dönerek yine 1-1.5 saat sonra teleferiklere ulaştık. Teleferik’le yaklaşık 1.000 mt. falan daha yukarı çıkılıyordu, tabii sayılar konusunda bana güven olmaz, neyse çıktık ama bence hiç değmezmiş, oralar da yeterince güzeldi zaten zira çektiğim tüm fotolar da buradan…
Cefalu:
Sicilya’nın kuzeyinde küçük bir kasaba olan Cefalu’nun sahili, denizi, dokusu çok güzel.. Ayrıca çok güzel butikler ve restoranlar var…yakınlardaysa mutlaka uğranılası bir belezza (güzellik)
Masseria Susafa’nın restoranında içtiğimiz şarabı çok beğenince, otelin sahipleri biziRegaleali’ye gönderiyorlar, burada muhteşem bir şarap üretim eviyle karşılaşıyoruz ve İstanbul’a getirmek üzere şişe şişe şarap alıyoruz…
Palermo’ya da küçük bir ziyaretimiz oldu…Yorucu ve zor bir günün akşamı Palermo’nun rush-hour trafiğine yakalanmak suretiyle şehre giremedik, ya da girmemiz oldukça uzun sürdü. Neyse ki nefis İtalyan yemekleriyle karnımız doyup bir de şehrin tarih ve sanatla bezenmiş güzelliği bizi bağrına bastı da biraz rahatladık…zor bir şehir ama Palermo, trafiği, dağınıklığı, şehri keşfetmeyi oldukça zorlaştırıyor, hele ki vakit kısıtlıysa.
Siracusa:
Son 3 günümüzü şirin Ortiega kentinde ve çevresinde geçirdik. Ortiega, Siracusa’nın en ucu, 2 minik köprüyle Siracu’ya bağlanmış bir minik ada kent. Design dükkanları, küçük sokakaları, denizi, sahili, restoranlarıyla beni kendisine hayran bıraktı. Sicilya’nın güneyi ve doğusunu gezmek için konaklanacak ideal bir yer olabilir.
Marzamemi:
Siracusa civarında iseniz uğrayın ama akşamüstü olsun, zira denize giremeyeceğiniz için öğle güneşi altında pek keyifli değil, öğlen yemeği için açık bir kaç restoran var ama tahminimce akşamüstü enfes oluyordur burası…
Sicilya’da mutlaka yiyin:
Elbette Cannoli, pastanalerde, restoranlarda bol miktarda var…sonra taze mozzerellave domatesli herşey (italyancası pomodore)…limoncello bazı yerlerde güzel, bazılarında değil, denemek lazım…onun dışındakilerse İtalya’da genel olarak ne yemek gerekirse Sicilya için de geçerli.
7 Günde Sicilya’yı Gezip Bitirebilir miyim?
Hayır tabii ki! Koskoca ada, biz sadece Doğu’sunu, biraz güneydoğusunu, birazcık da kuzeyini gezdik, daha adalar var, tüm Güney kısmı var, her yaz gitsen bitmez yani…meselaEolie adaları’na gitmeyi çok istedik ancak programımız çok yoğundu ve internetten araştırdığımızda adalara gitmenin çok da kolay olmadığını gördük, nasıl olsa adadayız zaten deyip vazgeçtik.
Sicilya’nın En güzel şeysi nedir?
Bence herşeyin bir arada oluşu, güzel, temiz ve bol deniz, muhteşem yemekler, dağlar, tarih, antik kentler, nefis şarap, peynirler (bunlar yemeğe girer ama olsun, vurgulayayım dedim), alışveriş, benim sevdiğim tarzda butik ve dizayn dükkanlar, kalabalık olmayışı, havanın ve gözkyüzünün güzelliği, zira herdaim bulutsuz ve bazen laciverte kaçacak kadar mavi, ay daha ne olsun…
Gitmeden önemli İtalyanca kelimeleri öğrenmek lazım, peynir, domates, şarap, gibi … 🙂
Daha Fazla Sicilya Foto’su Görmek İstiyorum
Doyamadım, Sicilya ile ilgili daha fazla bilgi istiyorum, ama İngilizce…
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.