Bi ekmek, bi gazete, bide ney?
Avrupalıların tuvalet sonrası taharetlenmemesi ecdadımıza hep dert olagelmiştir. Taşrada bir Anadolu lisesinde (ay nası oryantalist bir tanımlama) bir hoca demiş ki, ?bu Batılılar affedersiniz popolarını yıkamadıklarından, tuvalet suyu manasına parfüm sıkınırlar?. ?Haaa!? demiş bunu duyan ortaokul öğrencisi de, ?Aha da şu anda aydınlandım?. Tuvalet dediğimiz, insanın boşaltım ihtiyacının giderildiği yerde ne olup bittiği bizim milletin hep merakını cezbetmiştir. Batının iyi taraflarını alıp, taharet sonrası kurulandığı bezin, ya da kırsal alanda kullandığı taşın yerine disposable tuvalet kağıdını keşfeden Anadolulu, alafranga tuvaletin hayatına girmesiyle de dede yadigarı ibrikten kurtulur. Hangi eliyle taharetleneceğini bile satır satır tartışan bir kitlenin insanı beş yıldızlı otellerde susuz sistem alafranga tuvaletleri görünce bu pis Batılıların çakıldakları ile gezdiğini düşünür. Lütfen tuvaletlere taş atmayınız.
Eskiden padişahların ibrikçibaşısı varmış. Bu adamcağızın görev tanımını merak eder dururum hep. Rehberlerle Topkapı Sarayını gezdirirken bilhassa padişahın kullandığı tuvaleti gösterip, ?bizzzz bu Avrupalılara kıçlarını yıkamayı öğretmiş bir milletiz icabında? alt metni ile yerli yabancı turistleri medeniyetle döven bir ırkın ahvadıyız hamdolsun. İbrikçibaşı devlet katında önemli bir kadrodur demek ki.
Şimdilerde bütün var oluşunu muktedirin varlığı tartışmalı kolostomi torbası üzerine kuran muhalefeti görünce insanın aklına hep bu ibrikçibaşı arkadaşlar gelmiyor mu? Geliyor. ?Vay efendim bağırsağının bir bölümünü almışlar, gidiciymiş gidici? muhalefeti, kokoreççi açsa kapıda kuyruk olur. Türkiye bağırsaklarını temizliyor diyorsun da içinde dışkı olmayan kokoreçten keyif almıyor necip milletim. Avrupa Birliğine de bundan karşıyız. Lavman, fitil filan desen delikanlıya hep ters işler bunlar. Muhalefet dediğinin iktidardakinin her bişiyinden haberi olacak. İcabında eau de toilette?inden bile. Bizimkiler anca sinameki. O da çok kullanınca bir süre sonra rebound etkiyle peklik yapar. Benden söylemesi. Yani tiksinti burnumuza kadar. Bi ekmek, bi gazete, bi de varsa sol muhalefet. Bide ney? De ayrı olacak, ayrı.
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.