Avrupa Konseyi ilişkileri daha iyi değil
Avrupa Birliği ile olan ilişkinin kötü gidişatından artık herkes aşağı yukarı haberli. Bugün AB ile birlikte okunması gereken diğer Avrupa kurumu Avrupa Konseyi (AK) ilişkisine bakalım. Genel demokratik gidişat açısından Türkiye 1996?dan 2004?e kadar AK?nın radarındaydı. 2002-2004 arasından gerçekleşen reformlara istinaden AK?nin Parlamenterler Asamblesi ?kapsamlı izleme? prosedürünü bitirdi ama izleme sonrası diyaloğu devam ettirdi. Devam kararı en son ağustosta tazelendi. Akabinde, eylül ve ekim aylarında AK?dan çıkan rapor ve kararların tümü Türkiye?nin AK standartları açısından olumsuz yönde gittiğine işaret ediyor.
24-26 eylülde Bakanlar Komitesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının üye ülkelerce uygulanma durumunun değerlendirildiği mutad toplantısında Türkiye?yi iki örnek dava, Oya Ataman Davası ve Varnava Davası üzerinden ele aldı.
İlki 2000?de cereyan eden bir olayın 2007?de karara bağlanan davası. Mahkeme, şiddet içermeyen basın açıklaması ve yürüyüşe biber gazı müdahalesiyle polisin toplanma ve gösteri yürüyüşü özgürlüğünü ihlal ettiğine, göstericilere aşırı güç kullandığına, olay sonrasında soruşturmanın yetersizliğine ve davacıya tazminata hükmetmiş.
İkincisi, mahkemenin 1974 Kıbrıs harekâtında kaybolan dokuz Rum?un akıbeti ile ilgili etkin soruşturma eksikliğine hükmettiği ve 2009?da karara bağlanan dava.
Bakanlar Komitesi her iki davaya konu olan sorunların sürekli tekrar ettiği ve sistemik bir hâl aldığı teşhisinden hareketle Türkiye?yi standart denetlemeden güçlendirilmiş denetlemeye almayı kararlaştırdı.
Türkiye?nin AİHM?deki kötü sicili yeni değil ve her yıl katmerleniyor. Eylülde 60. yılı kutlanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi?ne başından beri taraf olan Türkiye açısından övünülecek bir durum değil. AİHM?in temel hak ve özgürlük ihlalleri konusunda Türkiye ile ilgili o kadar çok emsal kararı var ki yeni başvurular bir anlamda otomatiğe bağlanmış durumda.
Mahkemenin Türkiyeli hâkimi Işıl Karakaş ?Türkiye?nin şampiyonluğu hiç bırakmadığı bir alan ifade özgürlüğüdür? der. Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü?nün hazırladığı 2012 Faaliyet Raporu?nda mahkemenin kurulduğu 1959 ilâ 2012 arasında, verilen 2521 ihlal kararı ile şampiyonluk devletçe teyit ediliyor. Geçen yıl 117 kararla aleyhine en çok ihlal kararı verilen ikinci ülke. www.uhdigm.adalet.gov.tr/
Mâlum, AİHM?e yapılan başvuruları görünürde azaltmak için bir iç hukuk yolu daha yaratılmıştı. Eylül 2012?den itibaren Anayasa Mahkemesi (AYM) bireysel başvuru kabul etmeye başladı ve bir yılda başvuru sayısı 8500?e ulaştı. Geçen 22 martta AYM?nin açıkladığı ilk bireysel başvuru istatistiklerinde 2724?ü ?adil yargılanma hakkının ihlal edildiği? gerekçesi olmak üzere 3421 başvuru mevcut ama mahkeme hiçbir başvuruyu kabul edilebilir bulmadı!
AK bünyesindeki İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi?nin memleketteki çocuk ıslahevleriyle ilgili raporu bu ayın başında yayımlandı. Rapor son yıllardaki iyileştirmelerin altını çizmesine rağmen çocuk mahkûm sayısının fazlalığına dikkat çekiyor ve uluslararası anlaşmalara atıfla cezaevi/mahkûmiyet yerine alternatif ceza üzerinde düşünmeye davet ediyor.
Yine ayın başında Türk Tabipler Birliği, Taksim Dayanışma, ÇHD, İHD ve Ethem Sarısülük?ün avukatından oluşan heyetin AK?da yaptığı görüşmelerde Türkiye?yi izleyen yetkililerle 28 Mayıs Gezi süreciyle ilgili raporlar paylaşıldı.
Avrupa standart ve kurumlarından hızla uzaklaşan iktidar sayesinde Avrupa Konseyi?nde bulunduğumuz yerin bugünkü resmidir.
Bu yazı ilk olarak Taraf’ta yayınlandı. Yazarın izniyle burada da yayınlanıyor.
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.