Sadece Akşam
yorgun bir aceleyle
koşup gidiyor zaman
koyu bir duman çöküyor
sokakların ışıklı yalnızlığına
üzerine toplu mezarlığın
duman hep aynı duman
sadece ölüm
tükenmiş coğrafyayı
çığlığı dolduruyor yaşam kapının
kimin habercisi, kimi çağırıyor
unutturabilir mi
yıkıntılar arasından yükselen
ölüm kokularını
sadece yaşam
içimizdeki
kır çiçeklerini ezerek
akıp gidiyor zaman
bir şehir daha doğdu az önce
şehirler tuzak, şehirler veda
dizlerim titrek
buğulu bir cam kaptan
dökülerek
usulca toprağa karışıyor
sarsak sevdam
sonsuzluğa uzanan tohumları yeşertmeye
sadece sensiz
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.