Göktürk-2
Göksel bir heyecan sardı ortalığı, öyle ki ahali zor zapt edilir oldu. 450 okkalık Göktürk-2 ?dost? Çin diyarından fezaya yolcu edildi. Nevzuhur millî heyecana ve de meydan muharebelerine sebebiyet veren bu peyk neyin nesiymiş merak ettim. Türkçede doyurucu mufassal bilgiye ulaşmak mümkün değil. Alışık olduğumuz gizlilik. Uyduyu birlikte ürettikleri anlaşılan TUSAŞ ve TÜBİTAK?ın websitelerindeki bilgi az www.tai.com.tr ve www.uzay.tubitak.gov.tr Yurtdışı kaynaklarda, örneğin Pakistanlı uzman sitelerde daha fazla bilgi var. Bilgisayar sistemleri ve software?in millî olduğunu öğreniyorsunuz. Güneş panellerinin Alman SpaceTech Immenstaad şirketince, optik resim sağlayıcısının ise Güney Koreli bir şirketçe imâl edildiğini de. E peki nedir bu millîlik iddiası o vakit? Ardından gelen ?vay siz ne hakla bu millî başarıya gölge düşürme cüretini gösterirsiniz? ayarı? ?Tamamen burada üretildi? iddiasına ne gerek var. Dünyada her parçası, her ar-ge çalışması millî olan bir ürün kaldı mı Allah aşkına? Bu iddia şimdi millî araba üzerinden yürüyor.
Oysa pek kimse Avrupa Araştırma Alanı?na Çerçeve Program ile dâhil olan Türkiye?nin verdiği katkı payı kadar dahi proje üretemediğine şaşırmıyor. İhraç malları içinde ithalatın anormal büyüklüğüne de? Haydi, olumlu bakalım diyeceğim ama o da kolay değil. Bütçe sunumunda son on yılda dolar bazında üç misli zenginleşildiğini muştulayan Mehmet Şimşek ?ülke olarak katma değer zincirinde yukarı seviyelere çıkmak için son 10 yıllık dönemde Ar-Ge ve inovasyona önem verdik. Bu dönemde Ar-Ge harcamalarının GSYH içindeki payını yüzde0,53?ten yüzde 0,84?e çıkardık? dediğinde üzülmemek mümkün değil. Hele bu ?muazzam? artışı destekleyen Tübitak?ın hazırladığı ?gurur? tablosunu görünce.
Göktürk-2?yi araştırırken silahlı kuvvetlerin İtalyan Telespazio ve Fransız Thales Alenia Space şirketlerine daha gelişmiş bir uydu ısmarladığını öğreniyorsunuz. 2014 sonunda anca hazır olacakmış. Cihan?ın haberine göre TSK Fransız şirketine İsrail toprağını da görüntüleme olanağı illâki olacak demiş. Pazarlıklar sürüyormuş. Eh ne de olsa daha birkaç sene öncesine kadar Anadolu üzerinde uçuş eğitimi yapan İsrail Türkiye?yi ezberlemişken mütekabiliyet talebi anlaşılır bir şey. Ama bu, askerî alışverişin ve ordudaki İsrail ?sevgisinin? bittiği anlamına gelmiyor. Kimse kusura bakmasın, bugün için ?İsrailsiz? bir TSK düşünmek zor diyor uzmanlar. Veri babında, İsrail?in ar-ge harcamasının millî gelir içindeki payı % 4.5!
Roboski
Ne acı tesadüftür ki göksel işlerin uyandırdığı millî hissiyat bir diğer ?göksel? meseleye yansıyabilmiş değil. Geçen sene bugün gökten yağan ateşle 34 vatandaş katledildi. Faili meçhuller arşivine intikal etmek üzereler. Aksini söyleyen ayarı veya dayağı yiyor. Roboski dese de yiyor, Uludere dese de yiyor. Sözün bittiği yer herhalde Roboski gibi bir yer. Bu kötü hafızanın, bu adaletsizliğin emirle silinebilmesi mümkün mü?
3. Havaalanı
Göklerden açıldı ya konu? Mâlum bir diğer millî heyecan da azman İstanbul?un 3. Havaalanı projesi. ?Üçüncüsü yapılınca birincisi kalabilir mi acaba? diye soruyordu bir kuşkucu dostum. Hakikaten, nisbeten yakın mesafede olacakları için ilkinin arazisi muhtemelen tokileştirilecek. Havaalanına ayrılan 9200 hektarlık alanın 7800 hektarı çam, ladin, meşe, kayın, ardıç, erguvan, söğüt ve kavak ağaçlarından oluşan ormanlık alan. Ama orman tahribatının en aza indirilmesine özen gösterilecekmiş. Taksim?de olduğu gibi 7800 hektarı başka yere dikecekler zahir. Projenin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) çalışmasını her zamanki gibi mühendislik şirketleri yapıyor. Süresi bir buçuk ay! Bir an evvel bitse de inşaata başlasak? Tamamen kamulaştırılacak dört köyden Tayakadınlı İnci Dede, ?Bu projeyle talih kuşu konacakmış. Biz istemiyoruz? demiş.
Bir diğer itiraz İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu?ndan. İKGT her sene yüz binlerce kuşun o bölge üzerinden göç ettiğini, civardaki Terkos Gölü ve diğer gölcüklerin on binlerce kuşun kışlağı olduğunu hatırlatmış. Sulak alanlara verilecek tahribata ilâveten uçakların tırmanması sırasında motora kuş girme olasılığının çok yüksek olduğunu vurgulamış. Bir buçuk ayda kuş göçlerine dair ayrıntılı ÇED hazırlanamaz, en az bir yıl ayrıntılı sayım ve izleme gerekir demiş. Var mı dozer sesleri arasında bu sesleri duyan?
Bu yazı ilk olarak Taraf’ta yayınlandı. Yazarın izniyle burada da yayınlanıyor…
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.