Sosyal medyaya oto-sansür dayatan korku operasyonlarını kınıyoruz
RedHack’in Dışişleri Bakanlığı sitesini kırıp, yabancı elçilik çalışanlarına ait belgeleri yayınlamasının ardından ‘yetkili’ bazı kişi ve gruplarca sosyal medyada korku söylemi yayılmaya başlandı. Bu söylemin hedefi sansür ve otosansürdür. Türkiye’de yurttaşların kime destek olacağını, neyi, nasıl, ne kadar söyleyebileceğini belirlemek ve sınırlamak istiyorlar!..
Eylemin ardından ABD’nin girişimleri ile Redhack’in Twitter hesabı kapatıldı ve Dropbox ilgili dökümanları sildi. Ardından Redhack, jet hızıyla bir terör örgütü ilan edildi. Bunun için bir manifestoya sahip olmaları ve amblemlerindeki orak çekiç gerekçe gösterildi. Bu izaha muhtaç bir hukuk garabetidir. Türkiye, Dünya’nın en çok terör suçlusuna sahip ülkesidir. Bunun nasıl mümkün olabildiği bu örnekten anlaşılabiliyor. Çünkü her aykırı ses terörist ilan edilmekte ve TMK’ye tabii tutulmaktadır!
Şüphesiz Redhack’in yaptıkları ceza kanunlarına göre suç teşkil etmektedir. Bu durum bizzat eylemleri yapanlar tarafından da bilinmektedir. Fakat bu konuda hukukçular farklı yaklaşımlar içerisindeler. Sitelerin protesto amaçlı işgal edilmesi, gizli kalmış belgelerin açığa çıkarılması gibi politik içeriği olan eylemlere salt kriminal bir vaka gibi bakılamayacağı, bunun kamu yararı açısından da değerlendirilmesi gerektiğini savunan hukukçular bulunmaktadır. Hukuk bilimi ve uygulamaları bilişim alanında geriden gelmektedir. Özellikle böyle tartışmalı olaylarda bugün suç olarak nitelenenin yarın başka türlü değerlendirilebileceği gözden kaçırılmamalıdır.
Hatırlanacağı gibi ABD’ye ait birçok gizli belge, er Bradley Manning tarafından sızdırılmıştı. Belgelerin arasında ABD ordusunun savaş suçlarını kanıtlayan görüntüler, kriptolar mevcuttu. Bradley Manning, ABD yasalarına göre vatan hainliği ile suçlanmaktadır. Ama olaydan haberdar olan dünyanın geri kalanı için mütevazi, dürüst, saygıdeğer bir kahramandır. ABD hukuku, devletin üstün çıkarları için, kendi yurttaşları dahil dünyanın gerikalanının kahramanını, vatan hainliği ile yargılayıp, askeri cezaevlerinde en kötü koşullarda cezalandırıyor.
Anonymous, RedHack, WikiLeaks gibi organizasyonların ortak özellikleri bilgiyi gizleyen, manipüle eden ve bu sayede iktidarlarını diledikleri gibi sürdüren kapalı yapılara(devletler, ticari kuruluşlar, medya ve finans tekelleri, kontra örgütlenmeler, vb..) karşı savaş açmış olmalarıdır. Hiç kuşkusuz ki bunda kamu/yurttaş yararı da vardır. Basit, adi bir suç olarak değerlendirilemezler.
İtiraz edilecek diğer önemli bir nokta ise Twitter hesabının kapatılmış olmasıdır. Bu kabul edilmez bir durumdur. RedHack Twitter hesabı aracılığı suç işlememiştir. Hack eylemlerini Twitter aracılığı ile yapmamış, kimseye hakaret etmemiş, nefret söylemi üretmemiştir. Twitter’in yaptığı müdahalenin ABD hükümeti baskısı dışında hiç bir mantıklı gerekçesi yoktur. Twitter bu baskı karşısında boyun eğmiş, ifade özgürlüğüne dokunmuştur. Sansür yapmıştır.
Ayrıca bu olayın ardından sosyal medyanın, RedHack’e destek veren, onlara sempati duyan ve eylemlerini alkışlayanların da teröre yardım etmiş olacakları yönlü mesajlarla dolduğunu izledik. Bu söylemin hedefi sansür ve otosansürdür. Kimin neye, ne şekilde destek vereceği, kimi alkışlayıp kime tepki göstereceği ifade özgürlüğü kapsamında ve kişinin hür iradesine bağlıdır. Bu hür iradenin baskı ve tehdit altına alınması durumudur. Temel insan hak ve hürriyetlerine aykırıdır.
Yurttaşların iletişimi ve güncel politik katılımı daha yatay ve demokratik bir düzlemde yapabildiği sosyal medyanın ve İnternetin, türlü gerekçelerle tahakküm altına alınması girişimlerini kınıyoruz.
9 Temmuz 2012
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.