Deniz Ergürel (@denizergurel): THE GUARDIAN KREATIF DIREKTÖRÜ MARK PORTER?DAN NOTLAR

Türkiye?deki özel medya sektörünün en ilgi çekici eğitim etkinliklerinden birisi Zaman Gazetesi?nin düzenlediği ARTI1T Gazete Tasarım Günleri. Yılda bir kez düzenlenen etkinliğin amacı habercilikte görsel unsurların doğru kullanılmasını sağlayacak tasarımcıların yetişmesine katkı yapmak ve yeni tasarım trendlerini tartışmak. Bu amaçla her yıl yurtiçinden ve yurtdışından farklı isimler gelip kendi deneyimlerini paylaşıyorlar. Etkinlik boyunca katılımcılar hem bu isimleri dinliyorlar, hem de gazete tasarımı üzerine atölye çalışmaları yapıyorlar. Bu yıl 7.si düzenlenen etkinliğe oldukça yüksek bir başvuru olmuş ve 400 katılımcı kabul edilmiş.

ARTI1T?ye bu yıl 400 kişi katılıyor. Fotoğraf: ARTI1T

Detaylı bilgi için: http://www.arti1t.com

ARTI1T?nin ikinci gününde (20 Haziran 2012) dünyanın önde gelen editoryal sanat yönetmenlerinden Mark Porter konuşmacı olarak yer aldı.

Mark Porter 2005 yılında kreatif direktör olarak İngiliz The Guardian Gazetesi?ninBerliner formatına geçiş sürecinde tasarım ekibini yönetmiş bir isim. Guardian?ın bu yeni tasarımı, çağdaş gazete tasarımında önemli bir kilometre taşı olarak kabul ediliyor. Mark ayrıca The Guardian?ın tablet ve mobil uygulamalarını tasarlayan ekibi de yönetmiş.

Mark Porter etkinlikte iki ayrı sunum yaptı ? Fotoğraf: ARTI1T

Mark Porter, ?The Guardian?ın tasarımı? ve ?The Guardian iPad Uygulaması? adıyla iki ayrı sunum yaptı. Ayrıca sunumlar sonrasında aralarında benim de olduğum daha küçük bir grupla öğle yemeği yedi. Böylece yaklaşık 3 saat boyunca bu yetenekli ve deneyimli kişiyi dinleme fırsatım oldu. Dinlediğim konuşmalardan bazı notları sizlerle paylaşmak istiyorum.

(Not: Fotoğrafları cep telefonumdan çektiğim için malesef kaliteleri biraz düşük, yüksek kalitede olan fotoğrafları ise ARTI1T?nin Flickr sayfasından aldım)

SUNUMLARDAN NOTLAR:

Mark Porter

– The Guardian yayın hayatına 5 Mayıs 1821 tarihinde başladı. O zamanki adı The Manchester Guardian?dı. 1959 yılında ismindeki ?Manchester? kelimesi düştü ve sadece The Guardian kaldı.

– Uzun yıllar aynı tasarımla yayın hayatına devam eden The Guardian 12 Şubat 1988tarihinde hem logosunu hem de tasarımını değiştirdi. 1999 yılında bu tasarımda ufak tefek değişiklikler yapıldı.

– 2004 yılında Guardian?da köklü değişiklikler yapmak için kolları sıvadık. Yaklaşık 1 yıllık bir çalışmanın sonunda gazetenin hem logosunu, hem tasarımını hem de baskı formatını baştan sona değiştirdik.

(Not: Burada konu ile ilgili bir röportaj var:http://designmuseum.org/design/theguardian)

– Guardian?ın yeni tasarım sürecinde bir çok gazeteyi inceledik, bir ara tabloid tasarımını da düşündük ama sonra vazgeçtik. Vazgeçmemizin en büyük sebebi, tabloid formatının bir süre sonra gazeteciliğin yapılış şeklini de etkilemesi. Guardian?ın bir magazin gazetesine dönüşmesini istemedik.

(Not: Magazin haberlerine öncelik veren bu gazetecilik türü Tabloid Gazeciliği olarak adlandırılıyor. Bu tip gazetelerde bol fotoğraf, az yazı kullanılıyor. The Guardian?ın kuruluş felsefesinin buna aykırı olması sebebiyle yeni tasarımda Tabloid yerine Berliner formatı tercih edilmiş)

(Not: Berliner formatı bir çoğumuzun alışık olduğu broadsheet ile tabloid arasında bir ölçüye sahip (315×470 mm). Türkiye?de Habertürk gazetesi Berliner?e yakın bir formatta basılıyor)

– Gazetede tasarım sadece grafik bir unsur değildir. Tasarım, gazetenin felsefesini ve gazetecilik tarzını yansıtan hayati bir unsurdur.

– Guardian?da sadece yeni bir gazete tasarlamadık, bir kimlik oluşturduk. Bu kimlik tasarımını gazetenin yeni binasına da yansıttık. (Guardian?ın yeni binasının bazı görsellerine göz atmak isterseniz )

– Guardian?ın yeni tasarımıyla oluşturmak istediğimiz kimliğin anahtar kelimeleri şunlar: Ciddi, otorite sahibi, güvenilir, modern, canlı, görsel.

Guardian?ın kimliğini oluşturan kelimeler: Ciddi, otorite sahibi, güvenilir, modern, canlı ve görsel

– Sadece kağıt baskının yapıldığı yıllarda tasarımcı olmak kolaydı. Çünkü kağıda basılı bir ürünün nasıl çıkacağını, okuyucuların eline nasıl ulaşacağını biliyordunuz. O dönemlerde kontrol tasarımcılardaydı.

– Ama internetin ortaya çıkmasıyla durum giderek karmaşık bir hal aldı. Artık kağıdın yanında web, mobil araçlar ve tabletler için ayrı ayrı tasarımlar düşünmek zorundayız.

– Bir gazeteyi diğerlerinden farklı kılan kimliğidir. Kağıda basılı bir gazetede kimlik oluşturabilirsiniz ama web?de bunu yapmak oldukça zor. Logosunu çıkardığınız zaman bir çok web sitesi birbirine benziyor!

– Bir gazete basmak sadece gazetecilik faaliyeti değil aynı zamanda bir imalat sürecidir. İmalatın sonunda ürünün nasıl çıkacağını biliriz. Kağıda basılı gazeteyi elinizde tutabilirsiniz, kokusu vardır, boyutları bellidir.

– Web tasarımındaki en büyük sorunlardan birisi ise teknik şartlar nedeniyle her bir okuyucunun ekranında farklı bir tasarım çıkma tehlikesidir. Kimi okuyucu PC, kimisi Mac kullanır. Safari, Explorer, Chrome gibi farklı internet tarayıcıları vardır. Bilgisayarların donanımları da farklılık gösterir.

– Tasarımcı en son donanıma sahip Macintosh bilgisayarının ekranında harika bir sayfa dizaynı yapmış olabilir. Ama bu sayfaya dünyanın bir başka ucunda eski teknolojiye sahip bir monitörden bakıldığında okuyucunun gördüğü bambaşka bir şeydir.

– Kağıda basılı iki gazeteden hangisinin tabloid yayıncılık yaptığını, hangisinin de ciddi gazetecilik yaptığını -dilini anlamasak da- sadece tasarıma bakarak anlayabiliriz Bir gazetenin logusunu çıkarsak bile tasarımından hangi gazete olduğunu anlamak mümkün olabilir. Ama web?de bu ayrımı yapmak o kadar da kolay değil.

– Örneğin İsviçreli Blick ile Neue Zürcher Zeitung gazetelerinin kağıt versiyonlarına baktığımızda aradaki farkı kolayca görmek mümkün. Ama web sayfalarında bu ayrım neredeyse hiç yok

– (Hemn alttaki resimde) Soldaki gazete İsviçre ?den Blick Gazetesi, sağdaki ise Neue Zürcher Zeitung. Almanca bilmesek bile, sadece tasarıma bakarak soldakinin tabloid, sağdakinin ise daha ciddi bir gazete olduğunu anlayabiliyoruz.

Soldaki gazete bir tabloid, sağdaki ise ciddi bir gazete

– (Hemen alttaki resimde) Soldaki web sayfası İsviçre ?den Blick Gazetesi?nin, sağdaki ise Neuw Zürcher Zeitung?un. Her iki tasarımın arasında neredeyse hiç bir fark yok! Bu da bize web?de gazete için kimlik oluşturmanın ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Bugün bir çok gazetenin kimliği web?de bambaşka bir şekilde sunuluyor

Peki hangisi tabloid, hangisi ciddi gazetenin web sitesi?

– Tasarımcılar web?in getirdiği bu zorlukları aşacak akıllı çözümler bulmalıdır. Internet kağıttan çok farklı kurallara sahiptir ve tasarımcılar olarak aradaki farkları çok iyi anlamalıyız.

– Örneğin web sayfası dediğimiz şey aslında bir ?sayfa? bile değil, bir bilgisayar programıdır. Ciddi bir haber de verseniz, magazin haberi de verseniz çoğunlukla aynı şablonu kullanırsınız. Bu tasarımcı için büyük bir handikap.

Web sayfası değil, bilgisayar programı!

Web sayfası değil, bilgisayar programı!

– Web?in gazete tasarımcılığına getirdiği en büyük avantaj ise interaktif uygulamalar geliştirme imkanı. İnteraktif uygulamalar sayesinde yepyeni gazetecilik (hikaye anlatım) yöntemleri geliştirilebilir.

Örneğin: New York Times – Tracking Taxi Flow Across The City

– Internetin ilk çıktığı yıllarda gazetelerin web sitelerinde tasarım unsuru yok denecek kadar azdı.

Internetin ilk yıllarında New York Times?ın web sitesi oldukça basitmiş

– 2007 yılında gazeteler cep telefonları için basit uygulamalar geliştirmeye başladılar. Bu uygulamalarda tasarıma neredeyse hiç yer yoktu.

İnanması şimdi zor geliyor ama 2007 yılında gazetelerin mobil siteleri böyle bir şeydi!

– BlackBerry gibi akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte tasarım yavaş yavaş işin içine girmeye başladı.

– iPhone?un ortaya çıkışıyla birlikte her şey bir anda değişiverdi. Gazeteler kendilerine özel uygulamalar geliştirmeye başladılar ve tasarımın önemi ortaya çıktı. Bu gazeteler açısından hiç beklenmedik bir durumu ortaya çıktı?

– Eskiden gazeteler okuyucunun ilgisini çekmek için diğer gazetelerle rekabet ederlerdi. Ama şimdi, gazeteler okuyucunun ilgisini çekebilmek için iPhone cihazlarındaki diğer uygulamarla rekabet edip okuyucunun ilgisini çekmek zorundalar. (Mark?ın sunumda gösterdiği bu slayt ne demek istediğini anlamak için yeterli sanırım)

iPhone?da gazetelerin rakibi diğer gazeteler değil! Oyunlar, alışveriş uygulamaları, mail, SMS ve telefon çağrıları gazetelerin rakibi haline geldi

– Bu yeni dönemde içerik, grafik dizayn ve teknoloji iç içe geçti. Bilgisayar yazılımcılarının medyadaki önemi arttı.

– 2010 yılında ortaya çıkan iPad beraberinde büyük değişimleri de getirdi. iPad özellikle dergicilik sektörü için çok önemli. iPad için geliştirilen dergiler kağıt versiyonlarından çok daha iyi sonuçlar verebiliyor. Arkanıza yaslanıp sanki bir gazete veya dergi gibi uzun süre iPad?deki bir içeriği okuyabiliyorsunuz.

– Guardian?ın kimliğine uygun bir internet sitesi ve mobil uygulamalar geliştirmek için 50 teknik çalışan ve 6 tasarımcıdan oluşan bir ekip kurduk. Projenin adı R2?ydi. 2 buçuk yıllık bir çalışmanın sonucunda gazetenin yeni web sitesini ve mobil uygulamaları ortaya çıkardık. Halen geliştirmeye devam ediyoruz.

– iPad?deki gazete ve dergi tasarımlarının en büyük sorunu: dik ve yatay duruş için iki ayrı tasarım yapma zorunluluğu, dosyaların multimedya özelliği nedeniyle cihazda çok yer kaplaması.

– iPad ve diğer dijital platformlar için geliştirilen uygulamalarda yazılı medyanın iki önemli esasına dikkat etmek gerekir:

1. Hiyeraşi (Hierachy): Okuyucu bir gazete veya dergi sayfasına baktığında hangi haberin en önemli hangisinin daha az önemli olduğunu kolayca anlayabilir.

2. Genel Bakış (Overview): Okuyucu bir gazete veya dergiyi eline alıp hızlıca göz gezdirebilir.

– Bugün bir çok gazete ve derginin web, mobil, tablet uygulamalarında bu iki esas malesef yok!

Bir çok gazetenin tablet uygulamasında gazetelerin iki esası olan hiyeraşi ve genel bakış yok!

– Yazılı basın için geliştirilmiş bir tasarımı dijital araçların üzerinde zorla uyarlamaktan uzak durun!

– PDF ve HTML5 kullanarak iPad için içerik üretmek mümkün ama ben geleceğin iPad?e özel olarak geliştirilmiş uygulamalarda yattığına inanıyorum.

– Daha iPad?si uygulamalar geliştirmek gerek.

– Responsive design kavramı üzerinde daha çok düşünmeliyiz.

– Bir gazete veya dergi tasarımcısıysanız şunu asla unutmayın; siz sadece sayfa tasarlamıyorsunuz, gazetenizin veya derginizin kimliğini de oluşturuyorsunuz.

– Bu nedenle tasarımcılığın önemi hiç bir zaman azalmayacak, tam tersine giderek artacaktır.

ÖĞLEN YEMEĞİNDEN NOTLAR:

Yaptığı sunumlar sonrasında Mark Porter ile öğlen yemeğinde bir araya geldik.

– Dijital medyanın gelecek vaad ettiğine kesinlikle inanıyorum, okuyucu kitlelerinin eğilimi de bu yönde ama bugün şu gerçeği gözardı etmemeliyiz; gazete ve dergilerin gelirlerinin büyük çoğunluğu hala yazılı versiyondan elde ediliyor.

– Bugün iPad ve mobil uygulamalardan elde edilen gelir masrafları çıkarmaya yeterli değil. Ama gazeteler sadece bugüne bakarak bu teknolojilerden uzak durmamalılar. Eğer kullanıcı trendleri dijitale kayıyorsa, büyük medya şirketleri de bu yönde çalışmalarını arttırmalılar.

– Web?de okuyucu kitlesi çok çeşitli. Farklı kullanıcı grupları için farklı uygulamalar geliştirmek ve her birini ayrı ayrı tatmin etmek gerekiyor.

– Gazeteler için uygulama geliştirenler şunu unutmamalı ki, Flipboard gibi uygulamalar sayesinde okuyucular artık çok zengin içeriğe kolayca ulaşabiliyorlar. Gazeteler için geliştirilen uygulamalar Flipboard gibi uygulamalardan daha zengin ve doyurucu olmalı ki okuyucu bu uygulamaya para versin. Aksi taktirde piyasada bir çok ücretsiz uygulama mevcut.

(Not: Flipboard uygulamasını hala tanımıyorsanız geçmiş tarihlerde hazırladığım bir blog yazısına göz atabilirsiniz)

Deniz Ergürel

Twitter: @denizergurel

Blog: http://medyaglob.com


Discover more from Erkan's Field Diary

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.