Şaşkın
hiçbir şeye ait değilim
ve ortasındayım her şeyin
yolumu kaybettim
ararken kafdağının
utangaç yamacını
saklanmıştı gündoğumlarının sırrı
kırık bir aynanın
karanlık yüzüne
kaldı bana
yanlış anlamaların
çorak bozkırı
zıpladım ben de bir keçi postunda
en uzlaşmaz kayasına
gördüğüm ilk keltepenin
ardımda bıraktığım
şehirlere bakıyorum
gümbürdüyor kara bir bulut
geçerken huzurundan
mahzun aydedenin
korkup
uluyorum
bir de sesim çatlamasa
belki bu kösnül halkı
ininden bile çıkarırım
uzanıp
tutuyorum kıyısından
gözü yaşlı bulutu
akıyorum titrek alevinde bir mum ışığının
asağılarda
damlalarımla dokunuyorum
dalgaların köpüklerinde
alçalıp yükselen fısıltısına
yalnız bir okyanusun
kuyruğumu kovalıyorum
şeffaf bir balık olup
ne işim var ki benim bu karanlıkta
belli belirsiz bir ışık görüp
kanat çırpıyorum
gündelik zevklerinin peşinde bir ağa
hicbir şeye ait değilim
her şeyin ortasında
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.