Emre Sevimbige (@fable_edgar): 3 Aktör 10 Film Yabancı Versiyon

Emre Sevimbige

3 Aktör 10 Film Yabancı Versiyon

Hollywood. Yıldızların sınırsız olduğu, Amerikan dünyasının en önemli sembollerinden. Konumuzsa, filmler. Elbette dünya sinemalarında da çok başarılı, kaliteli, belki çok daha iyi yapımlar var. Ancak Hollywood?un o renkli, şaşaalı dünyası da kolay kolay başka şeylerle kıyaslanmayacak halde. Gösteriş, eğlence, moda, pek çok şey orada bol bol var. Bu yazıda, tamamen kendi şahsıma has olarak düşündüğüm en iyi, en sevdiğim 3 aktörü ve onların en sevdiğim 3 filmlerini yazacağım. O zaman toplamda 9 film edecek, eh 9 çok da güzel bir sayı değil. Yuvarlak sayı takıntım var, başka bir aktörden hayatıma damga vurmuş bir diğer filmiyse 10. Olarak yazacağım. Bu arada, çok düşündüm. En iyi oyunculuğu gösterdikleri 3?er filmi mi alayım yoksa en güzel hikayeli 3 filmlerini mi diye, sonunda dengeli bir nokta seçmeye karar verdim. İkisinin arası olacak. Ayrıca çok önemli bir not, filmlerde feci halde spoiler vereceğim. O yüzden izlemediyseniz, izleyecekseniz, okumayı 2 kere düşünün. Başlıyoruz?

3.Jim Carrey

17 Ocak 1962 doğumlu aktör, hayatta beni en çok etkileyen ve eğlendiren 3 numaralı aktör. Komikliğine komik, ciddi filmlerinde de fazlasıyla başarılı. Hem gülüp hem bol bol hüzünlendiğimi bilirim onla. İşte hayatımın üç aktörü üzerinden sadece 3?er filmlerini seçebilecek olmam çok zorluyor beni. Geride çok sevdiğim filmlerini görmezden gelmem gerekebilecek. Oyuncular içindeki hayatımdaki değeri 10 üzerinden 9 falandır. Bu oyunculuğuna verdiğim puan, beni etkilemesi olaraksa 10 üzerinden 7 falan alabilir. Şimdi geçelim filmlerine?

3 Numara: Truman Show

Pek çok kişinin 1 numaralı Jim Carrey filmi ?Eternal Sunshine of the Spotless Mind? veya budur. Benimse 3 numaradan giriş yapıyor. İnanılmaz başarılı bir film. Biri bizi gözetliyor tarzı programın gerçek versiyonudur. Bir stüdyoda dünyaya gelen ve yapay bir dünyadan yaşayan adamın macerası. Hep uzaklara gitmek isteyen, senaryo gereği asla gidemeyen, seyircilerin gözü önünde büyümüş, hayalleri olan bir adamın hikayesi. Bu filmde Jim Carrey?nin oyunculuk yeteneği ise akıl almaz boyutlarda. 9/10

2 Numara: The Majestic

Bu film, Jim Carrey?nin açıkçası gözden kaçmış bir filmidir. Hasılatı falan da epey düşüktür. Ancak inanılmaz güzel bir hikayeye ve işlenişe sahiptir. Hayatta herşeyi ters giderken arabasıyla suya çakılan bir adamın hafızasını kaybetmesiyle, kendini apayrı bir kasabada bulması sonucu ilginç olaylar yaşanır. O kasabadakiler onu ?kahramanları? olan kişi sanırlar. İnanılmaz bir benzerlik vardır. Gerçekler ortaya çıktığında ne olacak? Hafızası geri gelince ne olacak? Bu sorularla boğuşulan, çok sakin ama çok etkili bir film. Sonundaki büyük konuşması ise öldürücü darbe. Gerçekten ayakta alkışlanılası bir performans. 9,1/10

1 Numara: Man on the Moon

1999 yapımı olan bu harika film, komediyle inanılmaz tezatın bir arada sürüklendiği enfes bir şey. Komik olmayı bile doğru düzgün beceremeyen birisinin zirveye çıkışı, rating makinesine dönüşmesi ve inanılmaz zekasıyla yarattığı ilginç projeler. Sonundaysa televizyonun öldüren eğlence olduğunu kanıtlayan olaylar ve kansere yakalanması, yine de insanları eğlendirmeye çalışması. Başta güldüren, sonra düşündüren en sonda ağlatan A?dan Z?ye bir film. 9,2/10

2.Sylvester Stallone

Benim için adam kelimesinin sözlük karşılığıdır Stallone. 1946 New York doğumlu aktörün o kocaman kaslarının, muhteşem vucudunun altında yatan öyle bir sempati var ki, adamın gerçekte kötü olamayacağını hiç tanımasan bile hissedersin ve ister istemez sempati duyarsın. Ne yalan söyleyeyim, Stallone?u kime sorduysam, asla kötü bir tepki görmedim. Eh, bir kişi bu kadar seviliyorsa da bir anlamı vardır. Jim Carrey?nin aksine Hollywood bulvarında yıldızı da var. O kadar çok filmi var ki! Ancak Rambo ve Rocky serisi tam efsane! Oyuncular içindeki hayatımdaki değeri 10 üzerinden 9 falandır. Bu oyunculuğuna verdiğim puan, beni etkilemesi olaraksa 10 üzerinden 10 veriyorum. İdolümdür ayrıca. İmaj, vucud idolüm. Belki asla ulaşamayacağım yolun sahibi. Şimdi geçelim filmlerine?

Geçelim top 3?e!

3 Numara: Rambo 2008

Vietnam gazisi Rambo, artık yaşlanmıştır. Vucudundansa hiçbir şey kaybetmemiştir. Yalnız ve sakin, hayatını nehirde yılan yakalayıp satarak sürdürmektedir, 20 yıldır savaştan uzak olan bu kişinin yolu elbet tekrar savaşa düşüyor. Cüneyt Arkın?ın yabancı versiyonu gibi olan bu seride tam bir ölüm makinesi olan Stallone, yine de duyguyu da güzel geçirebilmekte. Sahneler falan tam bir görsel şölen. Ne yalan söyleyeyim, yazın gittiğim tatilde bana takılan 10?u aşkın Turist?in Rambo Rambo diye seslenmesiyse, bu seriye olan sevgimi daha da arttırdı. Ancak vucud olarak çok yolum var. =) 8/10

2 Numara: The Expendables

Bu filmin özelliği Jeson Statham, Jet Li, Dolph Lundgren, Arnold Schwarzenegger, Bruce Willis gibi fazla efsane adamların Stallone?un yönetmenliğinde ve başrol olmasıyla bir araya gelmesi elbette. Film sıradan bir aksiyon filminden bu yüzden çok ayrılıyor. 2.si de çekilmekte olan filmin sıradan aksiyon filmlerinden ayrılan bir diğer güzelliği ise, çok çok hoş, hayat dersi niteliğindeki sözlere sahip oluşu. 8,5/10

1 Numara: Rocky Balboa

Hadi, yine son filmini koyayım dedim. Halbuki Rocky serisinin her bir filmi apayrı bir olaydır. Apayrı kalitedir. Ve benim hayatımda daha iyi, daha özgüvenli, daha atak olmamı sağlayan, hayatımı değiştiren bir seridir. 60 yaşında Mason Dixon?la dövüşmesi mi, hayatının manası karısı Adrian?ın ölümü ve mezarını ziyaretleri mi, birbirinden güzel sözlere ve hayat derslerine sahip bir ?altın sözler kitaplığı? yapısı mı, Rocky?nin gölgesinde kalmış oğluyla olan dialogları ve bağlanmaları mı? Hangi güzel noktasına temas edeceğimi bilemediğim kadar mükemmel. Eğer ilk 5 film izlendiyse, bu filmin yeri daha da ayrı! Daha da? 9.8/10


Özel ödül: Cliffhanger. Bu filmi izlenmediyse izlenmeli!

1.Johnny Depp

Bu adam için diyecek çok fazla birşeyim yok. Başına bir şey gelirse kendime gelemem herhalde kolay kolay. Dünyanın en tarz, en değişik, en 1001 surat ve apayrı rollerin altından başarıyla kalkan adamı. Hollywood?un bana göre bir numarası. Bu adamın filmlerini defalarca izleyebiliyorum. Kaldı ki, bende bir filmi iki kere izleme durumu bile yoktur normalde. Eh, ilk 3?ü yapmak ne kadar zor ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Ancak 50?lik Johnny?min listesine daha fazla uzatmadan da geçmek istiyorum. Bu arada, o Johnny Depp gözlüklerinizi artık çıkartın! Yakışan yakışmayan herkes takıyor. Aynaya bakın bir, çoğunuza yakışmıyor. Sırf popüler diye de takmayın! İşte final top 3?ümüz!

3 Numara: Secret Window

Finding Neverland, Blow ve Sweeney Todd en büyük rakipleriydi 3 numara için. Ancak bu film belki diğerlerinden daha düşük puanlı, ama benim için özel değeri çok büyük. O yüzden bunu koymak zorundaydım. Az evvelki cümleyi toparlayamadığımın ben de farkındayım, ancak kolay değil. Bu film hayatta en sevdiğim filmlerden. Çünkü karakter yapısını bu kadar kendime yakın bulduğum başka bir film yok. Bir yazar, korku romanı yazarı. Stephen King gibi bir şey. Karısından ayrılmış, evde Jack Daniels içip, yazı yazıyor. Biri geliyor, ?Benim hikayemi çaldın, o yazdığın senin değil, benim.?diyor ve hayatı değişiyor. Bunun üzerine gelişen bir dünya olay. Çok eğlenceli, çok sürükleyici, çok değişik. İzlenmeli! Ama alternatif 3 numaralarımı daha çok sevebilirsiniz, bir göz atın derim!                                                     8.2/10     

       

2 Numara: Edward Scissorhands

Makas Eller! 1990 yapımı bir film. Tim Burton?la birlikte olduğu filmlerden bir tanesi. Yani yönetmen olarak. Bir adam düşünün. Pinokyo gibi. Yani insan yapımı. Ama kalbi var, duyguları var, herşeyi var. En son eli yapılacakken yapan adam ölüyor ve elleri makas olarak kalıyor. İşte hikaye böyle. İnsan yüzü görmeyen şatoda yaşıyor. Herşeyden herkesten korkuyor. Sonra bir gün Avon satıcısı geliyor, onu alıyor ve normal yaşama sokmaya çalışıyor. Başına gelmeyen kalmıyor. İnsanlık dersi gibi bir şey. Dışarıda kar yağıyorsa bir bakının, Edward Scissorhands hala yaşıyor demektir. 9,5/10

1 Numara: What?s Eating Gilbert Grape

Johnny Depp kadar, Leonardo di Carpio?nun da hakkını vermek gereken 1993 yapımı enfes bir film. Sakin bir kasabada yaşayan abi Gilbert (Johhny) zihinsel özürlü kardeşi Arnie?ye bakmak zorundadır. Obez bir anneleri, hafifmeşrep komşuları var. Arnie?yi yıkar, onu sakinleştirir, onla ilgilenir. Bir gün Arnie haddini aşar, ona bir tokat atar, o günden sonra da kendini affetmez. İnanılmaz güzel bir sona sahip olan filmde, kardeşlik bağlarının en yalın halini, usta ötesi 2 oyunculuğu (ki Leonardo daha çocuk!) ve çok daha fazlasını bulmak mümkün. Hem sakin yapısı hem etkileyici halleriyle olağanüstü bir film. 9,6/10

Özel Ödül, 10. Film!

***The Green Mile***

Tom Hanks?in filmi Yeşil Yol, bu 3 aktör dışında, özel olarak buraya girmeyi hak eden 10. Film oluyor. 1999 yapımı bu filmde yer alan dev adam John Coffey?nin mucizeleri, özündeki inanılmaz iyi niyeti ile Paul?ün hapishane müdürlüğü arasında mekik dokuyan inanılmaz bir hikaye. İdam mahkumları, pişmanlıklar, hatalar, dersler, mucizeler, yardımlar, en büyük kötülükler? Bu filmin bir alternatifi yok. Bu filmi izlemediyseniz, bu tarz bir film izlemediniz demektir. O yüzden izlenmesi şart! 9,7/10

Dipnot: Yerli 3 aktör ve 3?er filmden oluşan yazım da çok yakında burada olacak. Ona da özel olarak 10. Filmi ekleyeceğim.


Discover more from Erkan's Field Diary

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.