Cengiz Aktar: Çavuşeskular ölmez Beşşarlar da!

 Çavuşeskular ölmez Beşşarlar da!

25 Aralık 1989?da Romanya diktatörü Çavuşesku ve eşi aceleye getirilmiş bir yargılama sonrasında idama mahkûm edilmiş ve karar aynı gün infaz edilmişti. Hatırlarım, o hafta Romanya?daki birkaç nostaljik dışında bir tek Türkiye?de protesto düzenlenmiş ve?Çavuşeskular ölmez? sloganı atılmıştı. Bugün Suriye?de süren katliam karşısında buralardan verilen tepkilerin bir kısmı bu marazî ruh halinin tıpkısı. Ellerde ?antiemperyalizm? adlı kavramsal maymuncuk, sol veya sağı temsil etme iddiasındaki bir dolu kuruluş- ki içlerinde Ergenekon artıkları da mevcut, aşağı yukarı bir aydır Suriye?deki ceberut diktatörlüğü savunmak için yazıyor, çiziyor, konuşuyor, yürüyor. Daha önce de Kaddafi için toplanmışlardı.

Geçen Pazar Antakya?da ?Ortadoğu ve Suriye?ye Emperyalist Müdahaleye Son? nümayişi misâlen… Ortak basın açıklamasında, bugün Suriye?de yaşananların ABD ve İsrail güdümlü bir plan olduğu, Türkiye?de yaşayan halkların da Suriye?de yaşayan insanların da bu oyuna gelmeyeceği, Türkiye ile Suriye arasındaki kardeşlik ilişkilerine bir an önce dönülmesi gerektiği dile getirilmiş. Zaman tüneli gibi değil mi? Geçen hafta Suriye diktatörlüğüne destek veren Çin, İran ve Rusya?nın kutsal ittifakına değinirken Soğuk Savaş?a geri dönüş demiştik. Yukarıdaki basın açıklamasını kaleme alanlar bu ittifaktan hiç geri kalır mı?

Bu nümayişi tertipleyen, basın açıklamasını yazan insanlar nerede yaşıyor acaba? Suriyelilerin çektiği eziyetten, binlerce Suriyelinin ülkenin resmî silahlı kurumlarınca öldürüldüğü bir ortamdan kendini bu kadar soyutlayarak nasıl konuşulabilir? Suriye?deki veya başka bir yerdeki ayaklanmadan ABD, İsrail her kimse, istifade edecek diye oralarda can pahasına ortaya koyulan memnuniyetsizlik, itiraz ve tepki nasıl görmezden gelinebilir? İsrail ordusu Tsahal?a bir kurşun atamamış Suriye ordusunun gücünün yıllardır ancak kendi halkına yettiğini görmek bu kadar mı zor?

Bu ay içerisinde Suriye konusunda CHP?den Faruk Loğoğlu da birkaç kez konuştu. Yukarıdaki lafazanlıktan pek farkı yok: ?Türkiye, Suriye?ye nasıl müdahale edebiliriz arayışında değil, Suriye?ye nasıl uzlaşı, barış ve istikrar getirebiliriz arayışında olmalıdır. Bu doğrultuda, CHP olarak daha önce önerdiğimiz gibi Türkiye, BM Genel Sekreteri, Arap Ligi (Arap Birliği demek isteniyor), Avrupa Birliği, Rusya ve İran?ın katılımıyla Türkiye?de veya bölgede Suriye muhalefeti ile rejimin temsilcilerinin bir araya getirecek bir toplantı düzenlenmesi çağrısında bulunmalıdır.  Toplantının amacı Suriye?de şiddete son verecek ve gelecek için takvime bağlı bir yol haritası belirlemek olmalıdır. İnsani açıdan Türkiye?ye düşen görev ise meşruiyet sınırları içinde muhtaç olanlara yardım etmekten ibarettir.  Buna mukabil, insani gerekçeler gösterilerek Suriye?ye Türkiye?nin müdahale etmesi ülkemizi ve bölgeyi içinden çıkılmaz bir bataklığa sürükleyecektir.  AKP iktidarını uyarıyor, sorumlu, dikkatli ve ölçülü hareket etmeye davet ediyoruz.? Alis Harikalar Diyarında!

Hükümetin Suriye konusunda elinden her geleni yapmaya çalıştığı nasıl görmezden gelinebilir? Önce şimdiki yönetimle Suriye?nin normalleşmesine çalışıldı. ?Şamgen?, vize muafiyeti, ticari ilişkiler, diyalog kurulması için ABD?ye telkin, tüm bunlar hayata geçti. Olmadı, yetmedi. Ardından şimdi hem ikitaraflı hem çoktaraflı baskıyla rejimin değişmesi için meşakkatli bir çalışma var. Bütün olumsuzluklara Şam?da rağmen sefaret açık, muhalefete her türlü destek sürüyor, eksiklere rağmen mültecilere kapı açık ve diğer ülkelerle irtibat halinde bir şeyler yapmaya çalışıyor hükümet. BM Güvenlik Konseyi?nden bir şey çıkmayacağı aşikârken akla gelecek bütün tarafları masaya çağırmayı önermenin ne manası var? BM?de müzakere çöktüğü andan itibaren yine bir uluslararası işbirliği formülü olan ?Suriye?nin Dostları? artık gündemde ve bir müddet bu şekilde yürünecek. Rusya ve Çin?in boykot ettiği ama altmıştan fazla ülkenin katıldığı dünkü Tunus toplantısı bunun ilk hamlesiydi. Eski BM Genel Sekreteri Annan?ın Rusya?nın muvaffakatıyla BM ve Arap Birliği?ni temsilen göreve getirilmesi de öyle.

Muhalefetin rakamlarına göre 7600?ü bulan ölü sayısı, sayısız yaralı ve bombalanmış şehirler, şu sırada durmadan bombalanan Humus ve yabancı gazetecilere uygulanan terör karşısında Çin-İran-Rusya cephesi engel olmaya, bizim ulusal ?anti-emperyalist? cephe de zırvalamaya daha ne kadar devam edecek belli değil. Belli olan tek şey rejimden beslenen kitle dışında artık muhalefette olan Suriye?nin bütün unsurlarının şiarı: ?Yalla irhal ya Beşşar? yani Defol Beşşar.

Bu yazı ilk olarak 25 Şubat 2012’de Vatan Gazetesi’nde yayınlandı. Yazarın izni ve isteğiyle burada da yayınlanıyor… 


Discover more from Erkan's Field Diary

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.