Su testisi filozofluğuna hayır!
Hepimiz testiyiz, hepimizin yolu su yolu
Son dönemde bir başkasının hayatı ve ölümünü gerekçelendirmeye bayılır olduk:
?Öldü çünkü uyuşturucu kullanıyordu?
?Öldü çünkü hastalığını dinlemeden ?elalemin erkeğinin? evinde fink atıyordu?
?Öldü çünkü onların tarafı bizim tarafımıza saldırdı?
Bu sözler çok tanıdık değil mi? Çünkü sokağa çıktığımızda veya internetin başına oturduğumuzda bir bakıyoruz ki ötekilerin hayatları ve ölümleri kolaylıkla gerekçelendiriliyor ve sudan sebeplere indirgeniyor.
Son dönemde moda olan su testi filozofluğu Amy Winehouse veya Defne Joy Foster gibi bir kaç ünlü isimle sınırlı değil. Genel olarak bir başkasının başına gelen herhangi kötülüğün neden kendimizin değil de o kişinin başına geldiğine dair gerekçeler üretiyoruz.
Terör gibi Türkiye?nin en derin meselelerinden birisi; ?onlar başlattı? ya indirgeniyor. Bir yaşam sona eriyor; daha ölüm gerekçesi resmi kaynaklarca açıklanmadan herkes olanı biteni bir kaç değişken üzerinden anlamlandırmaya çalışıyoruz.
Peki, eğer bir kişi gece yarası herhangi bir cinayete kurban gittiyse çıkıp ?Su testisi su yolunda kırılır? veya ?Eee, aranıyormuş zaten? mi diyeceğiz? Bu bakış açısındaki en büyük problem, insanın zaten yapmadığı bir şeyin sonucuyla karşılaşmasının imkansızlığı. Örneğin, bir kişi İnönü Caddesi?nde yürümezken, o caddede bir cinayete kurban gidemez. O zaman yürüdüğü cadde üzerinden cinayete kurban giderse; o cadde o testinin kırıldığı su yolu mu olmak durumunda?
Ölüm ve suç gibi karmaşık olgulara bu kadar indirgeyici yaklaşmak, biricik yaşamları bu kadar aynı ve bu kadar basit varsaymak insan sevgisini değil, insana yönelik ayrımcılığı doğurur.
Su testisi filozofluğu yapmak yerine; insanı anlamaya, yardıma ihtiyacı olan insana yardım eli uzatma çabası içinde olmakta fayda var.
Elif Sudagezer
http://twitter.com/elifsudagezer
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.