Fransız kaldım: ?A la Turca?
Annem kardeşime kızgındı. Arabayı çok hızlı kullanıyormuş. Bir gün pişman olacakmış, kaza yapacakmış. Ben de bunu duyunca kulağımı çektim, tahtaya vurdum. Refleks. İkisi bana döndü. ?Bu da neydi?? dedi annem.
Bu neydi biliyormusunuz? Bu görünmeyen bavullarımda Türkiye?den getirdiğim bir şey. Her döndüğümde o bavul ağırlaşıyor. ?Non? demek için kafamı ve kaşlarımı yukarı kaldırmak gibi. Paris?in bir cafesinde ince belli bardakta, tavşan kanı çay istemek gibi. Yemek pişirirken bir türkü fısıldamak gibi. Sinir olunca, canım sıkılınca (anneme mesala) ?off, maman, offfff? demek gibi. Vesaire vesaire.
İki ülke, iki kültür, iki dilin arasında yaşamak böyle durumları yaratır işte. Fransa?ya gittiğimde kafamın az olsa da ?türkleştiğini? fark ediyorum. Ama geçen gün İstanbul?da bu fotoğrafları görünce yine aklıma geldi…
?Tahtasız ortamlar için taşınabilir batıl inanç tahtası.? Tam ihtiyacım olan şey. Bu arada Fransa?da da tahtaya vuruyoruz ama ?nazar değmesin? değil, ?şans getirsin? diye.
?Rakı sofrası sohbetinde tıkananlara acil klişe örtüsü.? Böylece çok okunur mu bilmiyorum ama favorilerim şunlar: ?Bu sene kesin şampiyonuz?, ?Seviyorum ülen!?, ?Örfümüzde, adetimizde yok böyle bir şey?, ?Memleketi karış karış sattılar? ve tabii ki ?Oof of!?
?Batsın bu dünya? buzu. Üstündeki rakıya mükemmel dost olur…
Tavşan kanı küreselleşme.
?Münasip kısmeti bulma aplıkasyonu.? İlk yazımda Türkiye?de nasıl yol bulduğumu anlattım. Artık sıra kısmette…
?Hazır saat içine baskı.? Doğru mu bimiyorum, hala gülüyorum bu ?Van minüts? olayına.
?Bozunan televizyona, cevap veren çocuğa fırlattıktan sonra tekrar ayağa dönen terlik?. Bunu öyle çok duydum ki. ?Annem bizi dövmezdi. Terlik fırlattırdı.? İyi ki Türkiye?de büyümedim… Çünkü annem böyle terlik giyerdi:
* Rafineri reklam ajansından Tasarım Alaturka. Bilgiler hepsi burada.
Ve burada: Tasarım Alaturk sergisi açılıyor (30 Mayıs?a kadar Beşiktaş, Akaretler?de).
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.