***
Video Oyunları Dünyası
Çağımız, tüketimin çılgınlığa dönüştüğü bir çağ. 21. Yüzyılda insanlar artık filmleri, müzikleri bile internetten indirip tüketiyor. Paralarını I-pad gibi pahalı oyuncaklara harcıyor ve arkadaşlarıyla sokakta bir araya gelmekten çok internette görüntülü konuşmayı, veya online bir oyunda, sanal bir mekanda oturup takılmayı tercih ediyorlar.
Bu çılgınlığın bir parçası da video oyunları? Kim tahmin edebilirdi ki bundan 29 yıl evvel 64kb bellekli, piksel piksel oyunlara sahip Commadore 64?ten, bugünkü hemen hemen gerçekten ayrılamayan oyunlara geçiş yapabileceğimizi, veya bu gelişimin bu kadar hızlı süreçte olacağını?
Ben bu konuyu anlatıyorum. Çünkü video oyunlarını 1995?ten beri oynamaktayım. 2003?ten beri de Merlininkazanı, Trgamer gibi köklü internet sitelerinde ve Electronic Gaming Monthly gibi profesyonel oyun dergilerinde de bol bol yazarlık tecrübem var. Kısacası üzerinde gerçekten ahkam kesebileceğime yürekten inandığım birkaç konudan birisi bu diyor ve yazıya başlıyorum.
İstanbul
İstanbul?un öneminden, başkentlik ettiği imparatorluklardan, konumsal değerinden bahsetmeye elbette gerek bile yok. Çoğu Amerikan olan oyun yapımcıları da bu gerçeği bir şekilde görüyor olmalılar ki, belli bölümleri İstanbul?da geçen pek çok oyun görebiliyoruz. Driver 3?ten, İndiana Jones:The Empire?s Tomb?a, Hitman?den son dönemlerin hit oyunu Uncharted 2?ye kadar? Bu olayı etnosantrizm?e iki şekilde bağlayacağım. İlki kendi açımdan. Bir şekilde sağda solda, bir yabancıyla konuşurken bile kendi kültürümden bahsetmeyi, bir şekilde adımızı duyurmayı seven biriyim. Tam da bu yüzden, yabancılar da bu oyunları oynuyor ve bizi biraz görüyorlar diye ister istemez mutlu oluyorum. Ancak bir de madalyonun öteki yüzü var. Etnosantrizm?in kendi kültürünü ötekilerden üstün görme olayına bağlayabiliriz bu noktada da. İstanbul hemen her oyunca bir Arap ülkesi gibi ele alınıyor. Sahip olduğu araç gereçlerden, insanların görünüşüne kadar bu olayı hissedebilirsiniz. Ayrıca caminin içinde bulunmadığı bir İstanbul da düşünülemez bu oyunlarda. Elbette cami bir parçamız ancak her yerde olan, tek parçamız gibi gösterilmesi olayı biraz rahatsız edici. Belki Avrupa Birliği?nde olmayışımız, belki İslam ülkesi oluşumuz, belki ülkemiz hakkında çok fazla fikre sahip olmamaları, bu yalap şalap İstanbul gösterimlerinin yapılmasına sebep olmakta. Electronic Gaming Monthly dergisindeki Haziran 2006 tarihli Driver Parallel Lines yazımda da bu konudan muzdaripliğimi dile getirmiştim. Politiki Kouzina?daki paylaşılamayan, bu kadar değer atfedilen İstanbul gerçekten bu şekil bir gösterimi hak ediyor mu? Düşünmek lazım?
Değişime Ayak Uydurma
Bu haftaki New York Times gazetesinde, ?Teknoloji kuşak farkını artırıyor.? Diye bir yazı vardı Tom Brady?nin kaleminden. Orada ?Teknoloji Kuşağı? diye bir kavramdan bahsedilmiş ve iki kardeş arasında bile inanılmaz farklar yaratan, yeni gelen neslin çok önde olduğu bir teknoloji gelişimi çılgınlığından dem vurulmuş. Bu değişimde ayakta kalmak büyük iş. Buradan ele alarak, next generation olarak adledilen Xbox360, Wii ve Playstation3?ün yeniliklerine bağlamak istiyorum. Nintendo?nun konsolu, hareket algılayıcı sistemi ve 7?den 70?e politikası sayesinde satış sayısı olarak Microsoft ve Sony?e toz yutturmuş durumda. Burada esas önemli olan hareket algılayıcı sistem elbette. Günümüzde Avatar filmi başta olmak üzere 3 boyutlu gözlüklü sinema çılgınlığı söz konusu. Açıkçası ben 2000?lerde dinozor resimlerine falan bakardım o gözlüklerle ve büyülenirdim ama bu teknolojinin bu sene patlaması da planlı bir şey mi anlamış değilim. Neyse ki, 2010?da gerçek anlamda patlayan bu olayı Batman Arkham Asylum?un ?The Game OF The Year? versiyonu bizlere sağlamakta. 3 boyutlu olarak oyunu oynayabiliyorsunuz. Ancak yine NyTimes?ta bahsedilen, 3 boyutlu gözük çılgınlığının geçici bir moda olma ihtimalinin yükseliğinden bahsedilmesine değinmeden geçemem. Ama doğru zaman ve doğru yer değil mi önemli olan? 2010?da önemli bir olay 3 boyutlu gözlük ve bu sene parayı kıran kıracak, birkaç sene sonra bunu yapan ise büyük ihtimalle avucunu yalayacak. E32010?un ardından bu yıl sonu resmi olarak piyasaya çıkacak olan Xbox?ın Project Natal teknolojisi ise, The Guardian?daki bir habere göre oyun kontrollerini tarihe gömme ihtimali yüksek olan bir proje. Teknolojinin hızı ve gelişim düzeyi gerçekten inanılmaz. Şu anda bile headsetimi takıp, Amerika?daki arkadaşımla wireless gamepad?im eşliğinde Grid oynarken sohbet etmek bana olağanüstü geliyor…
ün ve Güvenilirlik?
Şimdiki konumuz ise, güvenin ve ünün ürünleri satın almamız üzerindeki etkisi. Orhan Gencebay Vodafone?da, güvenilen, sayılan bir insan. Şahan Gökbakar ise Turkcell reklamlarında, ünü son derece yüksek ve seveni fazla olan bir ağabeyimiz olarak boy göstermekte. Belki de Turkcell mi Vodefone mu kullanacağımızı, Orhan?ı mı yoksa Şahan?ı mı tercih ettiğimiz belirliyordur. Kim bilebilir ki? Bir şekilde beynimize işliyor. Aynı şekilde, Nintendo?nun el konsolu Ds de Nicole Kidman?ı reklamlarında kullanmıştı. ?Nicole Kidman beynini çalıştırıyor. Bugün aklınız için siz ne yaptınız?? sloganına sahip reklam kampanyasından, Nicole Kidman?ı idol alan kızlardan, ona hayran olan erkeklere kadar pek çok kişi ister istemez etkilenip, Brain Training isimli oyunu satın alabiliyor.
Demassification
Taraftar hatları? Fenerbahçe?li adam Fenercell kullanıyor. Beşiktaş?lı ise Kartalcell kullanıyor. İkisi de takımını desteklemiş oluyor. Peki sonunda kazanan kim? Avea. Çünkü kitleleri ayrıştırıp, hepsine aynı satımı gerçekleştiren Avea. Fikri ilk bulmanın önemi burada bir kez daha ortaya çıkıyor. Benzer bir olayı Xbox360 da modellerini Arcade, Premium ve Elite olarak üçe ayırarak yaptı. Arcade?de 256mb hafıza kartı var ve sadece oyunları kayıt edebiliyorsun ilerlerken. Rengi beyaz. Premium versiyon 60gb harddisk?e sahip ve xbox live üzerinden demolar, videolar indirebiliyorsun, hatta Microsoft point karşılığı bazı oyunları direkt olarak satın alıp indirebiliyorsun. Bunun dışında yanında gelen Headset?i sayesinde multiplayer takılırken sohbetten de geri kalmıyorsun. Rengi beyaz. Elite versiyon ise simsiyah, Batman kadar asil durmakta. 120gb?lık harddisk?i de cabası. Bir de üstüne Hdmi kablo hediye ediliyor. Kısacası maddi durumunuza göre, temel sistem özellikleri aynı olsa da, istediğiniz Xbox?ı alma hakkınız var. Arada çok net fiyat farkları olmasa da, göz boyama açısından güzel.
Fifa Versus Pes
Boston Celtics-Los Angles Lakers ve Adidas-Nike?tan sonra kıyaslamayı en sevdiğim ikili Fifa ve Pes?tir. Tüm kıyaslamalarda gönlümün kayık olduğu değeri başta yazmam denk geldi. Yine de bu bir tesadüf mü, bilmiyorum. Konumuza dönecek olursak, computerandvideogames.com?daki bir habere göre Pes yapımcılarının Fifa?nın mühendisliğinden ve oynanış sisteminden esinlenmeyi düşündüklerinden bahsedilmiş. Neden? Çünkü Fifa 2008 yılından beri, bir dönem kaptırdığı tahtını geri aldı ve şu anda gerçekçilik açısından Pes?ten fersah fersah önde. Rekabet at gözlüğü takmayı gerektirmez. Eğer at gözlüğünü takarsan, rakibini geçme şansın da olmaz. Tam da bu yüzden Pes?in taktiğine saygı duyduğumu belirtmeliyim. Sevdiğim kitaplardan birisi olan Goethe?nin Faust eserindeki bir cümleyle de bu olay çok güzel örtüşmekte. ?İyi bir Alman erkeği Fransızlardan hoşlanmaz ancak şaraplarını içer bayılarak.?
Bilginin Gücü
Uzmanlar dedi ki, ?video oyunları çok tehlikeli.? Aynı uzmanlar 8 saat uykuya ideal derken sonraki gün 6 saatin daha dinç tuttuğunu, sonraki gün de 8 saatten çok uyuyanların kalp krizi riskinin daha düşük olduğunu söylüyorlar. Ancak video oyunları nedense sağlam taktıkları bir konu. Video oyunları sayesinde belki biraz asosyal olabilirsiniz ki; otokontrolü olan bilinçli bir tüketici bu galeyana gelmez. Belki birazcık da gözleri bozarsınız. Hepsi bu. Neyse, konumuza dönecek olursak, Call Of Duty ve Medal Of Honor gibi oyunlar sayesinde 2.Dünya Savaşı hakkında bir sürü şeyler öğrendik. Assassian?s Creed gibi oyunlar sayesinde Batı-Doğu dünyası arasında yaşanan siyasi çekişmelerden mezhep kavgalarına kadar entrika dolu hikayeleri yaşadık. Dante?s Inferno sayesinde, İlahi Komedya?yı okumasak bile Dante?nin bu şaheseri ve 9 katlı cehennemi tasvir ettiği yerleri yaşayarak gördük adeta. Hepsini geçtim. Ne oynuyor olursak olalım, altyazıları açıp, merakla takip ettikçe, İngilizce?miz gelişti. Artık harekete dayalı oyunların daha da yayılacağını düşünürsek en büyük sorunlardan birisi olarak bakılan hareketsiz kalmanın da önüne geçilmek üzere. Daha ne olsun ki?
Popüler Kültür ve South Park
South Park, en popüler filmlerden video oyunlarına ve internet sitelerine kadar her konuda acımasızca dalga geçip eleştirebilen bir yapıya sahip. İsa?nın, Şeytan?ın ve Saddam Hüseyin?in dizinin sıradan elemanları olduğu göz önüne alınırsa çok da ilginç değil sanırım. 14.sezonun ilk bölümünde de Tiger Woods?un karısını aldatmasından yaşadığı trafik kazasına ve golf hayatının bitme noktasına gelmesine kadar bu sene yaşadığı olaylar çok komik bir şekilde ele alınmış. Tiger Wood?s Pga Tour serisi, Electronic Arts?ın EaSports başlığı altında çıkardığı Fifa, Nba Live kadar olağan bir seridir. Standart golf oyunudur. Ancak 2011 versiyonu(gerçekte henüz çıkmadı)bu olaylar üzerine kurulu. Cartman ve Kenny birlikte büyük haz içinde bu oyunu oynuyorlar bölüm boyunca. En sonunda Tiger Woods?un tekrar golfe dönmesi ve olayların düzelmesiyle standart T.W. serisine dönünce ve şiddet olayı oyundan kalkınca ?Kim aptal beyaz topa vurarak zevk alır ki?? diyerek Xbox kolunu yere fırlatıyorlar ve bölüm bitiyor. Bu olay Ea?in South Park?a dava açmasına kadar vardı. Popüler kültüre ve gündeme çok net göndermelerde bulunmayı başaran ve bence gelmiş geçmiş en cesur yapım olan South Park?ın önünde saygıyla eğiliyorum bu noktada.
Düşündüğün Kadar Kolay Değil!
Grand Theft Auto 4 ve God Of War 3? Biri 2009?un, diğeri ise 2010?un en iyi oyunu dersek abartmış olmayız. Ee, bu tutmuş oyunları gören diğer firmalar boş durur mu? Hemen bir Just Cause 2 geldi Gta?ya rakip olarak. Ve Dante?s Inferno ise God Of War 3?e rakip olarak geldi. Tabii bu rakiplikten kastım sadece aynı kulvarda olmaları. Yani Barcelona ile Bursaspor?un olası Şampiyonlar Ligi eşleşmesinde aynı torbaya düşmeleri gibi bir şey. Sadece tüketimi düşünüp, içerik analizi yapmayan kişiler yüzünden şehir ruhu 0 olan Just Cause 2?nin ve başarılı start?ını tekdüzeliği ve lineal yapısı yüzünden kaybeden Dante?s Inferno?nun Ign, Gamespot gibi büyük oyun sitelerinden düşük puanlar alması tesadüf değil. Marksistler?in, ?Kapitalizm onlardan neyi satın almalarını istiyorsa onu satın almaktadırlar.? Olayına değişik bir ?consume? bakışı getirmişler ancak fark edemedikleri bir şey var ki, insanlar kalite istiyor, God Of War istiyor. Taklit istemiyor?
Kıssadan Hisse
Video oyunları, günümüzde inanılmaz paraların döndüğü, çok büyük bir sektör. Durdurulamaz yerlerde artık. Bunun bilincinde olup, bazı kesimlerin de at gözlüğünü çıkarması ve olaya saygı duyması gerekiyor. Televizyonda ?Türk Malı?nı izleyip de, çok daha yararlı olan video oyunlarına sataşarak bir yerlere gelmeye çalışanlar da artık şapkayı önlerine koyup düşünmeliler. Milenyum?un ilk 11 senesini devirdiğimiz şu dönemde birazcık geniş bakmayı öğrenmeliyiz. Ne de olsa, sadece video oyunlarının değil, her şeyin fazlası zarar.
Kaynakça:
Boulmetis, T.(Yönetmen). (2003). Bir Tutam Baharat(Film). Türkiye,Yunanistan.
Sevimbige, Emre. “Driver Parallel Lines”. Electronic Game Monthly Haziran 2006: 75-76.
Goethe, Johann Wolfgan von. Faust. Almanya, 1987
Edgar, Ed. Andrew, and Peter Sedgwick. Kültürel Kuramda Anahtar Kavramlar. Vezneciler İstanbul: Açılım Kitap, Eylül 2007.
Robinson, Andy. ?PES creator would “seriously” consider FIFA engine? (12 Ekim 2008) <http://www.computerandvideogames.com/article.php?id=199194>
Stuart, Keith. ?Microsoft reveals Project Natal – the end of game controllers?? (1 Haziran 2009) <http://www.guardian.co.uk/technology/gamesblog/2009/jun/01/xbox-microsoft>
Brady, T: ?New York Times?, sayfa 1. Copyright 2010.
Emre SEVİMBİGE
emre_bige@yahoo.com
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.