Cengiz Aktar: Bahar ve Yıkım

Bugün baharın ilk günü. Doğanın yeniden doğduğu, bütün din ve inançlarda kutsanan bu günde, doğanın bir parçası olduğunu çoktan unutmuş olan insaniyetin marifetiyle ölüm ve yıkım konuşuyoruz. Bu kolektif çılgınlığa dur diyecek bir küresel irade yok. Yaşadığımız ülkenin yöneticilerinin işin vahameti karşısında takındığı laubali ve bilinçsiz tavır insanın içini iyice karartıyor. Anlamak isteyen için bilgi, deneyim ve ibret alınacak facia artık yeterince mevcut. Doğanın kudretine ve insanoğlunun zavallılığına ithafen bir-iki bilgiyi paylaşalım.

Bilimania?nın kurucusu Fuat İnce hoca (www.bilimania.com) geçen makale sonrasında dikkatimi doğu Akdeniz?deki tsunami tehlikesine çekti. Bu siteden anladığımıza göre 365 ve 1303 yıllarında iki tsunami bulunduğumuz bölgeyi tarumar etmiş.  Dolayısıyla ?Akdeniz okyanus değil, içdenizdir, emniyetlidir? iddiası boş lakırdı.

Bir diğer az bilinen konu barajlarla deprem ilişkisi. Barajların güvenliği zaten ciddî bir endişe mevzuu. Dünyadaki 54.000 büyük barajın çoğu eski ve bakımsız olduklarından patlama ihtimalleri giderek artıyor. Barajların iklim değişikliği sonucu düzensiz yağmurlara göre hesaplanmamış olması da riskleri artırıyor. Türkiye, Şili, İran gibi deprem faaliyeti yüksek ülkelerdeki barajlar ayrı bir endişe kaynağı. En vahimi ise barajların depremi tetiklediği.  2008?de 80.000 kişinin öldüğü Çin?in Siçuan Depremi ile Zipingu Barajı başta olmak üzere biliminsanları 100 kadar depremin yüksek miktarda su tutulmasıyla tetiklendiğini saptamış. www.internationalrivers.org

Hükümetin ısrarına karşı Büyük Anadolu Yürüyüşü

Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı Meclis Çevre Komisyonu?nda son halini aldı. Komisyon başkanı Halûk Özdalga hoca alınmasın ama bu yasanın uygulanacağı memlekette yasanın arkasındaki siyasî iradenin çevre koruma konusundaki karabasan müktesebatından haberdar olmasak, Çevre Etki Değerlendirme raporlarının nasıl elde edildiğinin farkında olmasak ve genelde ?etki analizi? konusunda uzmanlığın eser miktarda olduğunu bilmesek özgüvenine saygı duyardık. Zira temel sorun yasadaki ?üstün kamu yararı? tanımında. Tasarıda sit alanının korunma statüsünün kaldırılması için ?iktisadî ve içtimaî nedenler dâhil değişik nedenler? üstün kamu yararı gerekçesi oluşturduğu zaman ben kullanmanın korumanın önüne geçtiğini anlarım.

Komisyonda daha önce olmadığı kadar sivil toplumla istişare yapıldı ancak hükümetin bildiğini okuduğu açık. Bilgi için Tabiat Kanunu İzleme Girişimi websitesi http://tabiatkanunu.wordpress.com

Türkiye?de doğanın canına okumak üzere peşisıra alınan kararlar Anadolu ve Trakya?yı artık yollara döküyor. Yürüyüş Nisan başında yedi koldan başlayacak ve Mayıs ortasında Ankara?ya varacak. Katılımcılar şöyle sesleniyor: ?Biz, Anadolu insanları Nisan 2011?de köylerimiz, kasabalarımız ve şehirlerimizden çıkarak Ankara?ya yürümeye karar verdik.  Çünkü binlerce yıldır insan uygarlığının beşiği olan Anadolu, bugün eşi görülmemiş bir yıkımla karşı karşıya. Ancak dünya, bu büyük yıkımın farkında değil.

Son on yıl içinde tüm sularımız enerji şirketlerinin eline geçti. Üzerlerine binlerce HES ve baraj kuruluyor. Dağlarımız maden şirketleri tarafından parsellendi, delik deşik ediliyor. Yaşamımız, nükleer ve termik santrallerle tehlike altında. Feryadımızı duyan yok. Binlerce yıldır ekip biçtiğimiz tohumlar, yok olmaya başladı. Ormanlarımız, parça parça kesiliyor.

Bu yıkım sonucunda, tüm insanlığın ortak mirası, dünyanın en eski yerleşim yerleri sular altında kalıyor. Sayısız hayvan ve bitki türünün nesli tükeniyor. İnsanımız, doğduğu bereketli topraklarda artık doyamıyor. Köyünü, ata toprağını terk ediyor. Binlerce insan şehirlere göç ediyor ve kadim Anadolu kültürleri yok oluyor. Hızla kalabalıklaşan şehirlerimizde yaşamak her geçen gün daha da zorlaşıyor, maddi ve manevi bedeli artıyor. Bu toprakları yönetenler, bu yıkıma karşı çıkanların çığlığına kulak tıkıyor ve yıkımı daha da çoğaltıyor. Anlıyoruz ki, onların gözünde artık köklerimizin hiçbir değeri yok.? Türkiye?ye bahar böyle geliyor işte.

Katılmak için: anadoluyuvermeyecegiz@gmail.com www.anadoluyuvermeyecegiz.net

 
Bu yazı ilk defa Vatan Gazetesi’nde 20 Mart 2011’de yayınlandı. Yazarın izniyle burada da yayınlanıyor… E.S.


Discover more from Erkan's Field Diary

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.