Melek Çetin: Aliye Kavaf?ı Yanlış Anlamak

Aliye Kavaf?ı Yanlış Anlamak

Bir gün ?Aliye Kavaf öyle demek istemedi? diyeceğim aklıma gelmezdi. Demek istediğini açık ve net söyleme performansı tavan bir politikacı olarak böyle bir zahmete imkan tanımıyor. Hatta bunların hatırı sayılır kısmını netlikleri bakımından ?düşünmeksizin utanmaksızın müthiş bir soğukkanlılıkla? söylenmiş şeyler olarak niteleyecek olsak buna kim itiraz edebilir?

Fakat Kavaf?ın ?doğal? aile argümanlarına ve Türk milletini medyanın müstehcen yüzünden sakınmaya çalışan kararlı anne yırtıcılığına tanık olmuş herkes gibi açıklamalarını aktaracak olan muhabir de bakanın kadına yönelik şiddet için medyayı sorumlu tutacağı beklentisine girmiş olmalı ki şöyle kafa karıştırıcı bir haber çıkmış ortaya:

Bakana göre kadına şiddetin nedeni TV

http://www.ntvmsnbc.com/id/25190665/

Bu açıklamaların muhalefetin yedi yıl içinde kadına yönelik şiddetin dramatik şekilde arttığı iddiasına cevap niteliğinde olduğunu hatırlatarak başlamak gerekiyor.  Kavaf medyanın genel olarak şiddeti beslediğini  ileri sürüyor. Ancak muhabirin yansıttığı şekilde kadına yönelik şiddeti arttıran şeyin özel olarak medya olduğunu söylemiyor. Zira kendisi artanın kadına yönelik şiddet değil şiddetin resmi kayıtlara geçiş oranı ve medyanın bu konuyu ele alış sıklığı olduğunu söylüyor. Daha evvel gizli kalan şiddetin görünür hale gelmesinden bir avantaj olarak bahsediyor.

Fakat bu kısım haberde şöyle yer alıyor :

Medyanın yaygınlaşması sonucu tüm şiddet olaylarının görünür ve duyulur hale geldiğinden şikayet eden Bakan şöyle konuştu:

“Ama önceden medyada söylem bu kadar etkin değildi. Yaşanan benzeri cinayetler kamuoyunun gündemine gelmeyebiliyordu. Kadınlarda duyarlılık, farkındalık oluşması, bu konuda destek istenmesi, polise çok rahat başvurur hale gelmeleri, konunun medyada gündeme geliyor olması artmış gibi gösteriyor.

Ama aslında var olanların daha ziyade görünür olması sağlandı. Türkiye 9-10 yıl önceki Türkiye değil. Bu konuda çok ciddi yasal değişiklikler yapıldı. 2002 yılında Türkiye’de sadece 8 kadın konukevi vardı. Şimdi ise 66 tane var. Sadece bizim Bakanlığa bağlı 45 kadın konukevi var. Yapılan çok şey var. Bunlar yeterli mi? Yeterli değil. Ama esas olan sebepleri ortadan kaldırmaktır.”

Açıkçası haber başlığını ilk gördüğümde demir anne medya canavarına karşı serisinin yeni  performansı ile karı karşıya olduğumu düşünmüştüm. RTÜK çatısı altında bir müstehcenlik avcıları timi oluşturma isteğiyle olsun, Bihter?den irite olması ama Polat Alemdar?ın iyi mesajlar verdiğine inanmasıyla olsun, eşcinselliği bir hastalık, Margaret Thatcher?ı bir idol, doğal aileyi bir ülkü bildiğini ilan etmesiyle olsun yarattığı arkaplanın pekala kaldıracağı bir açıklamaydı. Fakat Aliye Kavaf iktidar promosyonu motivasyonuyla dahi olsa önemli bir açıklama yaptı. Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır diye güme gitmesine gönlümüz el vermedi.

(Yine de tez zamanda o mevkiyi terketmesini, gelenin de gideni aratmamasını canı gönülden dilediğimi belirtmek isterim. Vallahi uyuyamam. Allah aşkına bak.)


Discover more from Erkan's Field Diary

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.