Melek Çetin: Medya Kadınlar Gününü Kutluyor

Medya Kadınlar Gününü Kutluyor

Reklamcılık, halkla ilişkiler, medya, pazarlama…  Dünyanın özel gün ve haftalara en duyarlı insanları bu sektörlerde çalışıyor. M.E.B Belirli Gün ve Haftalar Çizelgesi?nde bile göremeyeceğiniz özel günler için aylar öncesinden çalışmaya başlıyor ve bu günleri her sene daha güzel kutlayabilelim diye yaratıcılık mesailerine kalıyorlar. Her gün.

Sevgililer günü başta olmak üzere, anneler günü ve babalar günü gibi daha özel özel günlerde bu mesleki coşkuya, bu şenlik havasına medya aracılığıyla maruz kalmamanın artık neredeyse bir yolu yok. Gayet temiz duygularla eline aldığı dergiden, gazeteden fışkıran özel ekler, promosyon kuponları, fiyat katalogları, davetiyeler itici form ve sayıya ulaşmaya başladığında değme alışverişçinin bile kapıldığı nihai hislerin şişkinlik ve yorgunluk olması durumun vehametini anlamak için yeterli. ?Bana bak, en çok bana bak, beni al? diye yırtınan yüzlerce agresif oyuncağın dev vitrini önümüzdeki. Sektör çalışanları bu vitrinin karşısındakine hoş şeyler hissettirmiyor olabilme olasılığını hatırladıkları gün emeklerinin bizi alışverişe yönlendirmekten ziyade hayattan soğutmaya hizmet ettiğini de farkedecekler.

Bu kendinden geçmişlik sevgililer gününde, anneler gününde göz yumulacak, kafa çevrilebilinecek bir dalgalanma halinde seyrediyorken söz konusu kadınlar günü olunca tahammül edip geçmesini bekleyebileceğimiz bir formu aşıp önce midenizi bulandıran, saç tiplerinizi acıtan, yüzünüze al basan ve son kertede sizi hakiki bir üzüntü ve umutsuzluğa sürükleyen bir taciz sürecine dönüyor. Aniden ciddileşiyoruz. Hatta yer yer kalbimizin kırıldığını söylemek bile mümkün.

Aslında bu bir işbirliği süreci ve temelde iki iştirakçisi var. Önce ?kadın olmanın zorlukları?nı ilkokul düzeyinde metafor kullanımı şart olmak üzere anlatacak bir proje, bir tasarım gerekli. Bu kısmını ağırlıklı olarak halkla ilişkiler ve reklam tarafı üstleniyor. Kadına yönelik şiddetin etkilerini berbat bir makyajla gözünün etrafı morartılan, ağzından gıda boyası sızdırılan ama illa ki hala güzel hala seksi bir model, tercihen ünlü bir isim üzerinde fotoğraflamak akla ilk gelenlerden. Yine mümkün olduğunca çıplak, güya makyajsız ve tabi ki derin bakmayı bilen ünlüler de gözlerimizin aradıklarından. Ama yine de projecilerin en sevdiği versiyon?erkek empatisi?nin aynı düzeylerde kör göze parmak edildiği etek giyme, çocuk emzirme, topuklu ayakkabı giyme, bir günlüğüne ev işlerinden sorumlu olma gibi dokunaklı sahneler. Sanki mevzunun kendisi yeterince dokunaklı değilmiş gibi dudak büken, kaş çatan, ağlayan teatral erkek suratları ya da kadına yönelik şiddet kendi başına yeterince çok şey demek değilmiş gibi başları ellerinin arasında çığlık atan, iki büklüm kadınlar.  Bu insanların kadına yönelik şiddete karşı ya da kadınların eşitlik mücadelesi için bir şey yaptıklarına inandıklarına inanabiliyor musunuz?

İkinci ayak bu parlak projeleri habere çevirecek taraf elbette . kadın düşmanı haber dilini kullanmayı bir gün bile ihmal etmeden palazlayan medya ve onun ?kadına şiddete hayır için soyundular poz verdiler?den ileri gidebilirse şayet fotoğraflarda verilmek istenen mesajı uzun uzun açıklamak zaruriyetinde bir kafayı aşamayan haberleri… her şeyin eksik ya da yanlış olması durumunda bile eksiksiz ve doğru olacağından emin olduğumuz bir de haber elemanı : kadına yönelik şiddete hayır temalı sergi için uğramamız gereken avm yönlendirmesi. Tercihen ilk ve son satırlarda.

?iyi niyetli projeler yapan iyi niyetli insanlar? argümanına gelecek olursak gerçekten sırf iyi niyetli ve dünyadan bihaber insanlardan çıktı diye bu berbat ürünlere tahammül etmek zorunda mıyız? Bugün de kahvaltı benden diyen erkek kıyakçılığına, lütfuna, kibrine maruz kalmak zorunda mıyız? ?topuklu ayakkabı giyin dertlerini anlayın? iddiasındaki ?kadın dergileri? sizi diş hekiminin bekleme salonunda, kuaförde ya da kitapçıda bulabilir. Kendini duyarlı, projeyi vurucu sanan bu insanlar ne zaman bu ?kadınlar için? samimiyetsizliğine  mesai yapmanın beyhudeliğine ayacak? Örneğin ?Kadın cinayetlerini durdurun? cümlesi tek başına şu anlamlara geliyor : kadın cinayetleri var. kadın cinayetleri durdurulabilir. kadın cinayetleri durdurulmuyor. kadın cinayetleri devam edecek. Hiçbir zeki, cin, yaratıcı ve tabi ki iyi niyetli sektör çalışanı sloganının tesiri  kadına yönelik şiddetin olduğu gibi ifade edilmesinin uyandırdığı histen kuvvetli  olamaz.  her gün her şekliyle maruz kaldığımız bu şiddeti anlatmak için profesyonel mahsun ve güzel suratlara ihtiyacımız yok. tecavüz ve aile içi şiddeti anlatmak için yaptığınız o makyajın yanında son derece ucuz kalacağı bir kadın yüzünü aylar önce göz göre göre toprağın altına yollanmadan evvel hep beraber gördük.

Prenses , fedakarlıkları için hayranlık duyulası göksel yaratık ya da merhamet edilesi, korunası, sarılıp sarmalanası varlıklar gibi resmetmek kadınlara destek adı altında yapılabilecek en rezil şeylerden. Umrunuzdaysa şayet. Çünkü  kadın hareketini her fırsatta marjinalize eden medyanın kadınlar günü pışpışlamaları kadar haysiyet kırıcı pek az şey vardır.

 

http://www.haber3.com/images/gallery/15069/3.jpg

(emrecim çok yakışmış cnm)

 

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=17204794&tarih=2011-03-08

http://www.haber3.com/zordur-kadin-olmak-foto-galerisi-15069-p1.htm#image

http://www.posta.com.tr/yasam/fotogaleri/FotoGaleri/Kadina_siddete_ciplak_tepki.htm?ArticleID=64037

http://www.kadinvekadin.net/50-unlu-isim-kadina-siddete-hayir-dedi-foto.html

 


Discover more from Erkan's Field Diary

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.