Muhteşem Yüzyıl isimli dizinin resmi web sitesindeki haber akışına baktığımda gözlerime inanamadım. Sitenin haber akışı kısmında ?15 Ocak 2011: 3. Bölüm fragmanı? başlıklı bir video vardı. Hâlbuki Milliyet?in web sitesinden (ki bu medya ortalamasını gösteren iyi bir örnek) ?Muhteşem Yüzyıl? anahtar kelimesiyle dizi üzerine ne kadar çok haber yazılmış çizilmiş diye baktığımda Ocak ayının başından beri 40?ın üzerinde doğrudan diziyle ilgili haber olduğunu gördüm. Sadece 3 bölümü yayınlanmış 4. bölümü ben bu yazıyı yazdığım sırada henüz yayınlanmış olan bir diziyle yatıp kalkmışız kısacası. Üstelik sadece ?biz?* (Biz kimiz ki, ya da öyle bir ?biz mevcut mu sahi?) değil politikacılar, tarihçiler, belli ideolojilere mensup örgütler, ?milliyetçiler?, sanatçılar herkes bu konuyu konuşmuş. Ben diziyi izlemedim ama bir grup olaya ahlakçı bir bakış açısıyla yaklaştığı için Hürrem ile Kanuni arasındaki ?müstehcen? sahnelerin birçok kişiyi rahatsız olduklarını ve bu sahnelerin bir kısmının kırpıldığını, bir grup insanın ise bu dizinin tarihi yansıtmada ne gibi sorunlar taşıdığını tartıştığını ilgiyle izlemekteyim. Hatta öyle ki ana akım medyada (ki birçok web sitesi içeriği kopyaladı) ?200 Muhteşem Hata? başlıklı dizinin tarihi ?yansıtırken? ne gibi eksikleri ve yanlışları olduğunu sorgulayan bir haber de yayınlandı.
(fotolar: www.muhtesemyuzyil.gen.tr)
Şimdi ahlakçı ve tarihçi perspektife yönelik birkaç tane soru işaretini paylaşmak istiyorum. Öncelikle, dizinin tarihsellik tartışması öyle bir boyut aldı ki belgesellerde bile göreceliliği kabul edilen, tarihçilerin kendi aralarında bile tartışma konuları olan ?derin meseleler? gündeme geldi. Böylece, bir kurgu olduğunun ve prime time?da yayınlanan eğlencelik bir dizi olduğunun yeniden ve yeniden vurgulanması gereken ?Muhteşem Yüzyıl? Foucault?un bahsettiği anlamda bir ?episteme? tartışmasına döndü. Hâlbuki dizilerin tarihi yansıtma gibi bir misyonu yok, üstelik de kurgusallığı ?eğlencelik? kılan da gerçekliğin biçiminin bozulması ve kaçınılmaz bir değişime uğramasıdır.
Kanaatimce, dizinin tarihselliğine dair kaygıların yok olması, bir padişahın nasıl bu kadar ?ahlaksız? gösterildiğine dair kaygıları da yok edecektir. Çünkü orada ?ahlaksız? gösterilen padişahın kendisi değil. Padişahın yalnızca kurgusal bir temsili.
Yani biz padişahı görüyoruz ama korkmayın padişah bizi görmüyor? (Bakınız Zeki Müren de bizi görecek mi?) Padişahı evimizde de ağırlamıyoruz. Her şey bir kurgu. Kanuni diye bahsettiğimiz kişi padişah canlandırması yapan? Halit Ergenç ve orası saray değil yalnızca 2000 yılı şartlarında ve bu zamanda bulunabilen materyallerle dekore edilmiş bir set.
Bir diziden keyif alma kısmı güzel de, gerçeklikle kurgusallık arasındaki çizginin flulaşması biraz garip değil mi?
Bunlara da bakabilirsiniz!
Muhteşem Yüzyıl Resmi Web Sitesi
Muhteşem Yüzyıl Facebook grubu
Vizontele- Zeki Müren de bizi görecek mi? VİDEO
Elif SUDAGEZER
http://twitter.com/elifsudagezer
http://elifsudagezer.blogspot.com
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.