Wikileaks’in açıkladığı belgeler, ulusal güvenlik normlarının düzeyiyle gurur duyan ve bunu Holywood marifetiyle tüm dünyaya ifşa eden Amerika’nın bile, günümüzün iletişim dünyasındaki şeffaflıktan nasibini aldığını gösterdi. Öyle ya, Facebook ve Twitter sayesinde, kim, nerede, ne yapıyor, daha önce kiminle ne yapmış konularında, tanıdıklarımızın tanıdıklarının tanıdıklarına kadar uzanan geniş bir bilgi dağarcığı her daim elimizin altında. George Orwell, ağabeyimizin herkesi izlediği disütopyasını düşlerken keserin, sapın döneceği, ağabeyimizin yediği nanelerin de ortaya dökülebileceği zamanların geleceğini hesaba katmamıştır sanırım.
Hiçbir şeyin gizli kapaklı kalmayacağı günlere doğru dolu dizgin gidiyoruz. Bir kez bilgisayar ortamına düşmeye görelim, paketlenmiş, sıkıştırılmış resimler, yazılar, ilişkiler, arkadaşlar, eski sevgililer, eski arkadaşlar, dostlar, düşmanlar çevremizi sarıverir. Tarihin sarı yapraklarından taze bir merhaba düşer ekrana. Rakı kadehleri gönderilir diğer ekranlara. Bilmem kaç harfle duygu ve düşünce beyanatı için en etkili sözcükler aranır. Şu anda ne yapmakta olduğun da tüm dünya tarafından merak edilir.
Bu gidişle magazinciler işsiz kalacak. Belki de televizyonlar, internetten, oradan buradan toplanan özel bilgilerin derlendiği programlar yayınlamaya başlar yakınlarda. Maruz kaldığımız bilgi miktarı düşünülürse bilgi çağının her türlü kolaylığından yararlanmak da gitgide daha zahmetli bir uğraşa dönüşüyor. Aslında Wikileaks belgeleri buna bir örnek. Amerika’lı diplomatlar yememiş içmemiş, en taze dedikoduları başkentlerine yetiştirmiş. Bilgi kalabalığından ürken gazeteler, televizyonlar bile haberlerinde daha okunmamış(yani okumadıkları)bir sürü belge olduğunu lafın arasına sıkıştırma ihtiyacı duydular. Ne yapsınlar. Belgelerin içeriğine göz atmadan sadece yayınlanan belge sayısını görmek bile gözleri faltaşı yapmaya yeter.
Belgelere ülkemiz politikacılarının verdiği ilk tepkilerin hafifliği de dikkate değerdi. Azerbaycan’a üzülme kardeşim dedik; Amerika’ya da diplomatlarının hazırladığı resmi yazıların Amerika’nın resmi politikasını yansıtmadığını! Sanal ortamın, aşklarında, arkadaşlıklarında olduğu gibi diplomatik skandallar konusunda da gerçeğinden çok daha hafife alındığını öğrenmiş olduk böylece.
Cumhur Bumudur
Discover more from Erkan's Field Diary
Subscribe to get the latest posts sent to your email.