Ayşe Özer: FAYDASIZ YUNUS VE ÇAĞRILMAYAN YAKUP

devlete_gore_yunus_zaten_faydasizmis_h45570

FAYDASIZ YUNUS VE ÇAĞRILMAYAN YAKUP

“Ben, yani Yunus,

Yunus mu dedim,

Hayır Yakup,

Bazen karıştırıyorum”

Yunus, biraz büyüdüğünde annesinin seslenmelerine cevap vermeyince mi anlaşılmıştı o güzel adını kimseden duyamayacağı? Belki de hiç ağlamamıştı Yunus. Ağladıysa da kendisi duymamıştı. Yunus, Yunus kadar insandı fakat.

İnsanın bir duyusu çalışmadığında diğer duyuları gelişirdi. Yunus çok güzel görür, çok güzel bakardı belki de. İşitme engelliler okuluna gönderdi ailesi, bir altın bileziği olsun, ele güne muhtaç olmasın diye. Gül yüzlü Yunus, elektrik akımına kapılıp öldü 13 yaşında. Çalıştığı bölümde ne uyarı levhası vardı, ne de başında bir öğretmeni. Kimsenin sorumluluğu yoktu kuşkusuz. Maliyet düşsün diye yapılmayan topraklamanın, kullanılan galvaniz direğin suçuydu her şey. Ömrümüzün hüznü yine eşyaya sinmişti işte. Devlet babamız “ah” yapacaktı canımızı acıtan sehpaya. Ölüme karşı hep yaşamı kutsayan, ölenin ardından kalanı koruyup kollayan adalet yine kısa devre yapmıştı. Açılan tazminat davasına “Yunus zaten faydasızdı, yaşasaydı da ailesine bir katkısı olmazdı” diye yanıt verdi devlet. Faydasız Yunus’un 13 yıllık kısacık ömrü, faydalı işler yapamayacağına karar veren devlet büyükleri tarafından tazmin edilmeye yaraşır bulunmadı. Adaşı Yunus’un yaradılanı Yaradandan ötürü hoş görme şiarını dilinden düşürmedi o büyükler yine de. Adını ne kendi sesince, ne annesinin, ne sevgilisinin sesince hiç duyamamış bir çocuk, ailesine ileride bulunabileceği katkı oranında, eve getireceği 16 yaşından küçükler için asgari ücret bedelinde kendisine biçilen değerle gömüldü toprağa. Marjinal faydayı elde edince, elektriğini attı sosyal devlet. Fonda sala değil, kurbağa sesleri, bataklık mı ne?

Yunus, yani her türlü çağrılmamanın olağan şekli, çağrılmamaktan yorulup uzun bir uykuya daldı. Kurbağa sesleri gittikçe uzaklaştı. Bağırıp çağırdığı ancak kimseye sesini duyuramadığı kabusu bitti Yunus’un.  Sosyal yardım devleti, faydalı işler yapmaya, Ramazan’da iftar çadırları açmaya devam etti.

 


Discover more from Erkan's Field Diary

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.