Mardin Artuklu Üniversitesi?ndeki Antropoloji çalıştayından notlar ? 2. Gün

Mardin Artuklu Üniversitesi’ndeki Antropoloji çalıştayından notlar ? 2. Gün

3. oturum- etnografik çalışmalarda sorunlar ve yeni yaklaşımlar

Ebru Kayaalp

Etnografik çalışmalarda yeni arayışlar, alanlar ve failler

[E.S. Mardin Artuklu Ü?nde mühendislik vb yok. Tam bir sosyal bilimler/humanities üniversitesi olmak üzere bu arada. Epeydir ilk defa bir devlet üniversitesini bu kadar takdir ediyorum. Güzel bir oluşum oluyor?]

Ebru ve sonra Ayşe Parla ?epistemik ortaklıklar? üzerine konuşacak. Bilim ve Teknoloji çalışmalarıyla (STS) antropolojinin yakınlaşması üzerine yeni metodik ve kavramsal oluşumlar?

Ebru geleneksel bir konuyu (tütün üretimi) farklı bir metodla çalıştı.

Metodoloji?de George marcus?un multi sited etnografisi ile bilim ve teknoloji kuramı (actor-network theory- özellikle Latour üzerinden) bileşimi.

Multi sited– çok katmanlı- çok alanlı diye çevirilebilir.

Aynı sahayı çoğaltma değil farklı sahalar olmalı. Bir köy yerine 3 köy çalışınca olmuyor yani..

Multi sited mikro?dan makroya ulaşmada faydalı olabilir?

STS?in antro?ya katkısı:

1- aktörlerin çoğalması ? yalnızca insan değil non-human olmayan faillerin de gündeme gelmesi?

Timothy Mitchel?in sivrisinek üzerine yazdığı şey. Rule of experts?de. En iyi actor-network theory kullanımlarından biri. Bir de Global Assemblages var. Bir fare de bir virüs de deprem de fail olabilir.

2- uzmanlar ve uzmanlığın incelenmesi

Collaborative studiespara-etnografi gibi durumlar? uzmanlarla beraber yapılan çalışmalara paraetnografi denebiliyor?

Exper dünyasına girebilmek için öncelikle onların ne dediğini anlamak lazımdı, onlarla görüşmeye gitmeden önce?

Tarım çalışmanın artık kötü olarak görüldüğü bir dönemde tarım çalışmaya karar verdim. Ama bunun için kendime metodolojik bir açılım arıyordum. STS devreye girdi?

Tütün experliği osmanlı?dan beri varmış. TAPDK gibi teknokratik kurumlar. Uzmanlar ve standartlar var. Ebru standardizasyonun inşasına bakmış?

 

Ayşe Parla- Kağıtsız göçmenler, epistemik, ve pragmatik ortaklıklar?

Marcus Writing Culture?la vurguladığı metinsellikten sonraki yıllarda yeniden sahaya dönmeyi vurgular? ?thick description? ile?

George marcus:Antropologun amacı epistemik ortaklıktan kendi payına ne çıkaracağıdır. Ne de olsa bilimsel üretimin hala kişisellik vurgusu vardır.. etnografiler yapılırken araştırma öznesi ile kurulan ortaklıklar?

Bourdieu?ye gelince?skolastik bakış açısı… Akademi oyun oynama için kurumsallaştırılmaz yapı. Akademisyen self-reflexive oldukça sorun yok?

Pratik bilgi ile bilimsel bilgi arasında bir uçurum vardır. Uçurum kapanamaz da? ortaklık kurma iddiası popülizm?

Ayşe Parla şimdi araştırmasına bakıyor.

Bulgar göçmenleri. Göreceli imtiyazlılık hali. Soydaşlıktan sonra? soy imtiyazı ile piyasa ekonomisinin ucuz emek gücü arayışı arasında kalıyorlar?

Parla karşılaşma anlarına yoğunlaşmış. Mesela nüfus idaresine gidişleri? onların evine gidip gözlem yapmak yerine?

Marcus?a dönünce? exper tanımı nasıl yapılır. Sırf onlar üzerinden yapılan çalışma çok sınırlı olmaz mı? Göçmenlerin hukuki experliğinden bahsedebilir miyiz?

 

Erkan Saka- TR?de yeni medya etnografisi yapmayı düşünmek

Kendim konuşurken not tutamadımJ

 

Şeyda Başlı- kadın gözüyle bilgi üretmek?

Kadın çalışmaları bölüm haline gelince ne oluyor?

Gettolaşma? Ciddi bilim üretilmiyor iddialarını dillendiriyor..

 

[az önce konuşmadan dolayı biraz yorgunluk, konsantre eksikliği yaşıyorum şu anda]

Gerçekten de belli bir jargon, metod,ve kişilerden oluşan gettolaşmaya gidebiliyor? ama bunun yanında konuyla ilgili önyargılar listeleniyor.

Soru ve cevap:

Erkan, Ayşe Parla?nın Bourdieu vs. Marcus sunumunda Bourd.?e saldırıp, onun Rice Antro?nun napmak istediğini anlamadığını söylemiştir. Ebru aslında bu ikisini ikili zıtlık olarak görmemek gerektiğini, birbirlerini tamamladığını söylüyor.

Elif Kanca sordu: Özgürlük ? ne kadar mümkün. Internet de bile?

Nükhet Sirman: metodun antropolojisini yaptınız siz bunu? metod iş yapıldıktan sonra mı konuşulan bir şey acaba? ?Kadın çalışmaları bölümleriyle bir kültür oluşuyor ama oluşan kültür o bölümlerin üniversitelerinin kültürüyle paralel bir kültür oluyor?

Ayşegül Baykan: öğrenciler bel altından vuruyordu belli siteler üzerinden. Vaktin yarısı bunlarla uğraşmakla geçiyor? Liberal ve çocuk ahlakı meselelerini tartışılıyor ama bu oluşan web ortamlarında bir kamusal ahlak çıkması gerekmiyor mu?

[İnternet üzerine baya tartışma oldu ama ben de konuştuğumdan yazamadım buradaJ ]

Antik Sur restaurantında öğle yemeği.

 

4. oturum- antropolojinin yeni nesnesi olarak Kürtler

 

Ramazan Aras

Ulus devlet  hegemonyası altında Kürtler ne nesne olabildiler ne özne olabildiler sosyal bilim çalışmalarında?

Lale yalçın, martin bru*** ve İsmail beşikçi sayılabilecek ilk sosyal bilimsel çalışmaları yaptılar.

Kürtlüğü ya diskalifiye ettiler, ya da bir alt birim olarak aldılar sosyal bilimciler.

Kürtlerle ilgilibir çalışma olsa bile adı konmuyordu. Kürtlük yerine Vanlılık vb gibi. Hayal edilen ulus devlet paradigması daha fazlasına müsaade etmiyordu.

Kemalist paradigma aslında Başarılı olmuştur. Çünkü onun muhalifi olan İslamcı ve solcu çevrelerde de Kemalist epistemolojinin etkisini görüyoruz, Kürtlerin yok sayılmasında?

?İnternal orientalism? var bu bağlamda. İç oryantalizm. Kürtlerin araştırma nesnesi olmasında ciddi bir oryantalizm var? Bizzat Kürt araştırmacılarda bile?

Bölgenin dilini bilmemek?

3 kategoride araştırmacılar var bu bağlamda.

1- Kürt kökenli araştırmacılar, onlar da ikiye ayrılıyor. Kürt olduğu halde, araştırma yapmasına rağmen dili bilmemek, çevirmen kullanmak. İkinci grupta ise asimilasyon sürecinden geçip o gözle araştırmaya girişenler.

2- Türkiyeli olup Kürtler üzerine araştırma yapanlar. A) bizzat Kürtçe öğrenip araştırmaya girişenler. Heralde Nükhet Sirman nadir örneklerden biri.. B) dili kültürü bilmeden egzotiklik üzerinden Kürtlük üzerinden araştırma yapanlar.

3- yurtdışındaki, Türkiyeli olmayan araştırmacılar. Martin b. Örnek verilebilir. Bunlar da dili bilmek ve bilmemek üzere ikiye ayrılabilir.

Anladığım kadarıyla Ramazan?ın sunumu dil bilmeden etnografik çalışma yapılıp yapılamayacağı üzerinden.. ne kadar mümkün bu?

Araştırmacılar niye Kürtçe öğrenmiyor? İdeolojik, tembellik, Kürtçenin kurumsal olmayışı? ?

Panelin kolaylaştırıcı aynı durumun Süryani çalışmalarında da gözüktüğünü söyledi. 50lerde bir Süryani din adamının yazdığı kitabın ?türk Süryaniliği? idi?

 

Sıtkı Karadeniz

Çalışmam aşiretlerin şehre geçişlerinde yaşadıkları dönüşümdü? sorun batman kökenli 3 aşiretin Kürtçe konuşmalarıydı?

Aşiret yapısnın modern öncesi- şehir öncesi bir aşamadır öngörülen. Geçiş aşamasındadır,bitmesi gerekir. Bitmiyorsa?

[araştırmacı bulgularını açıkladı, bu arada dikkatim dağıldı, burada not tutamadım, sorry]

?eskiden alarak reis olunuyordu, bugün vererek reis olunabiliyor?

Güner Coşkunsu- göçerler?

Ortak yapılan bir çalışma pek yok göçerler üzerine- antropologlarla arkeologlar arasında?

Sarıkeçili göçerleri—- en büyük göçer topluluklarından biri Türkiye?de?

Göçer çalışmaları literatürde niye az? ?.

 

5. oturum- antropoloji ve disiplinlerarası yaklaşımlar II

 

Arzu Öztürkmen folklor çalışmalarının geçmini anlatıyor. Memur etnograflar haftada 3 gün kayıt kapıp bir folklor arşivi oluşturmuşlar, pek bir işlevi olmayan?

Arzu hanım performance theory ?gösterim teorisi- üzerinden bir eğitimden geçmiş.

Yazılı kültür fetişizmi var tarihte. Oraya gelince bunu fark ediyorsunuz. Folklor bölümleri de çok milliyetçi olduğundan oraya da gitmedim. Tarihçiler arşivde antropologlar sahada kahraman olmaya çalışıyor?

İçselleştirilmiş bir form: müsamere

İlk dönem Kemalist eserlerinden Kardeş Türkülere her yerde müsamere formunu görebiliyorsunuz.

Sözün yazıya geçmesi? bütün Osmanlı tarihçiliğinde böyle bir durum var. Ama işte arşivdeyse, yazılı belge haline gelmişse pek de sorgulanmıyor artık?

Sözlü tarihçilik – ?..konuşmacı araştırmacıyı arştırır aslında. Konuşmacı araştırmacıya göre konuşur biraz?

Elif Kanca- inisiasyon ritüeli olarak masallar

Masal kavramı bir toplumun hakikat sistemiyle alakalı bir şey?

Nurdan Atalay-Güneş- ekonomik sosyoloji vs. ekonomik antropoloji

Bu sosyoloji çıkışından itibaren liberal ekonominin önerdiği birey tipiyle yola çıktı.

Ekonomik sosyolojideki aktör de rasyonel seçimler yapan bir aktör.

Güven literatürüne bakınca bu piyasa dilinin kantitatif dili sosyal kültürel öğeleri göz ardı ediyor. Niye güven?i tartışmaya ihtiyaç duyuyoruz sorusunu cevaplamıyor?

 


Discover more from Erkan's Field Diary

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.