[milli istirahat eskileri] Babama İntihar Mektubu (hikaye)

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/c/c3/Kleist_suicide_letter.jpg/425px-Kleist_suicide_letter.jpg

Alman şair, dramatist, romancı Heinrich von Kleist (1777-1811)’in intihat mektubu. Wikipedia’dan

*******************************************************************************************

Tuhaf. Hayatımın en mutsuz olmadığım günlerinden birinin gecesinde intihara bu kadar yaklaştım. Akşamdan beri kasvetli şeyler zincirlene zincirlene içinden çıkılmaz bir hale getirdi beni. Ölüme gözleri yaşlı ama arzuyla gidiyorum. Gözlerimdeki yaşlar daha çok arkada kalacaklar için.

Ne kadar da öfkeliyim. Bu kadar öfkeli oluşuma da öfkeliyim. Buhar fışkıran bir ressentiment. Kusura bakma Nietzsche, ressentiment‘a engel olamadığım için intihar ediyorum zaten. Ama böyle bir öfkeyle ölüme gideceğimi hiç düşünmemiştim. B’a, R’ya, S’e, F’a ve beni böylesine hayal kırıklığına uğratan tüm kadınlara, kadınlığın kendisine, beni hiç adam yerine koymayan ama koymuş gibi yapan danışman hocalarıma -eskilerine ve yenilerine-, kendini daha iyi pazarlayıp araştırma burslarını kapan rakiplerime, azıcık ‘doğu’ görüp kendini bir bok sanan, ortadoğu falan üzerine laf söyleyebileceğini sanan amerikalılara, avrupalılara, batılılara, avrupa birliğine, yumuşakçalık yada solcu özentiliği halindeki islamcılara, solculara, bunlara birşeymişler hissini verdirmeyi başaran devlete, babama, anneme, çok duygusallık yapan tüm aile üyelerime, çok bilmiş, ukala tiplere, bazı öğrencilere, bakkala, kapıcıya, oraya gitmem, şöyle giderim böyle giderim diyen piç kurusu taksi şoförlerine, İçim süt, Fax el sabunu vb. şeyler bulamadığım, adını utanmadan market koymuş bilmem ne market’e falan kızdım hızla. Galiba burnum kanıyor hırstan.

Ölürken dinlemek üzere bir sürü şarkı kaydetmiştim bir yerlere ama şimdi bu intihar coşkusu içinde şarkı markı aklıma gelmiyor.

Bazı teknik sorunlar:

Cesedimin kokmasını, kötü görünmesini istemem. Etrafımdakilere rahatsızlık vermesini de… Her halükârda verecek Ama en az zararla… Bizimkilere bir an önce haber verilmeli. Tanıdıklarım içinde e maillerini en hızlı kim kontrol eder? Her halde G. Bu işe girişmeden önce ona mail atarım. Yarın pazartesi, bürosundan görür. O Ç.?e haber versin, Ç. de babama… Ç. böyle bir durumda nasıl konuşulacağını daha iyi bilir. Çalışma masamın üstüne banka kartımı ve şifremi koydum. Cenaze masrafları ne kadar tutar acaba? Benden bu kadar, hesapta çok para yok, olduğu kadarıyla artık? Kredi kartımı da şifresiyle beraber bırakıyorum? Anlaşmalı yerlerden kullanılabilir? Dolaylı bir destek olsun benden? Tabi ki kirli çamaşırlarımı falan da topluyorum, uygun yerlere yerleştiriyorum. Ne kadar çok ayrıntısı var bu işin, intihar hazırlığı ne kadar uzun sürüyor!

Epeydir bilekleri kesmek en pratik intihar şekli gibi gözüküyor. Hoş Fatih Akın Duvara Karşı?da kafamı karıştırdı, enine mi yoksa boyuna mı olacaktı? Enine de boyuna da yaparım. Anaaa o zaman daha çok acıyacak! Napalım. Bir ara favorim overdose’du ama bunu yapmak zor şimdi. Kafaya kurşun sıkmak da… Ölüm ani ya da zevkli olsun. Ama masraflı oluyor bunlar. Eldeki imkânlar dâhilinde en iyisi bilekler… Köprüden atlamak ya da kendini asmak ise zaten çok banal? Tabi Deleuze’un intihar biçimini duyduktan sonra bu da çok koymaz ama neyse…

Efendim küveti sıcak suyla doldurur, içine girerim ve bu iş biter. Eee su açık mı kalacak? Su taşar sonra? Su açık kalmazsa üşürüm o zaman! Bu iş ne kadar zamanda biter? Bunu daha sonra düşüneyim.

Birikmiş maillere cevap vermeliyim. Bir sürü veda mesajı. İkizlere özellikle yazmalıyım. Artık büyüdüler, bana ihtiyaçları olmayacak. Ç. durumumu anlar, ona özel bir şey yazmaya gerek yok. Yazmaktan sıkıldım, yatak odası, oturma odası, mutfak arasında gidip geliyorum. Bütün ışıkları açtım, televizyonda Dream TV yüksek seste, biraz kıssam iyi olacak. Yukarıda yaşlı bir teyze oturuyor. Bir bardak çay daha içeyim. En iyisi bu mail işinden de vazgeçeyim. Zaten yazacağım kadar yazdım. Herkese bir şey yazmak ne demek ya?

Şimdi bir de mektup yazayım ciddi ciddi. Bu babama olsun. En çok ama en çok o etkilenecek bundan, biliyorum. Bu kadar etkileniyor olması da intihar nedenlerimden biri değil mi aslında. Neyse.

Baba,

kusura bakma, sana yeterince destek olamadım. Hayattan beklentilerini diğer çocukların sağlayacak, ona şüphem yok. Zaten yaşarken de beklentilerini yerine getiremiyordum. Ben yoruldum, hayattan ümitsiz falan da değilim ama böyle olsun. Bu duruma sinirlenip kitaplarımı atmayın. Kitaplarıma Nd. baksın, onun hayatla ilişkisi daha sağlıklı(ya yüzebiliyor bile kız!). Kitaplığımdan yalnızca Ç. ödünç alabilir olsun. Borçlarımın listesi masanın üstünde. Ödersen sevinirim, ben çoğu şeyi hallettim ama daha ödenecek borçlarım var. H. kitaplar dışındaki her şeyime el koyabilir. Bilgisayarıma örneğin…

Bir ara daha vereyim, bir çay daha koyayım. Şimdi ağlıyorum. Ağlamak içimi açıyor. Su kaynarken, yeni gelen mesajlara bakayım. Öğrencilerimden… Bir sürü teknik soru. Bu arada gece yarısı oldu. Pazartesi oldu bile. Bu sabah dersim var, normalde erken kalkmam gerek(hep uykusuz kalıyorum pazartesi günleri) Yok ya bu saatten sonra intihar edemem, sabah sabah gelip, ders olmadığını gören öğrencileri de bana güvenen Dekan beyi de hayal kırıklığına uğratamam. Bu saatten sonra intihar edemem ben!

ERKAN SAKA

Bu hikaye web’e ilk defa 23 Nisan 2007’de kondu. Milli İstirahat’ın 3. sayısında yayınlandı.

İlk yayınlandığı yere gelen yorumlar:

  1. Bu mektubu çok zaman önce okumuştum. Bir daha okudum. Bazı söz öbekleri olduğu gibi aklımda kalmış. Bence intihar böyle planlanarak olmuyor. Planın içinden çıkamıyorsun zaten yazıdaki gibi. İlla çok mutsuz olmana da gerek yok, yine yazıdaki gibi. Bazen çok mutlu olduğumda içim şöyle bir hisle doluyor: Ne kadar da mutluyum ben! Sanki kalbim ağzıma geliyor, gözlerim yaşarıyor mutluluktan! O kadar mutluyum ki, şöyle güzel bir yüksekliğe çıkıp bıraksam kendimi ordan boşluğa ne güzel olur!

    Yorum yapan Burcu | Haziran 10, 2007 |

  2. Bir intihar girişimi ancak bu kadar eğlenceli aktarılabilirdi?Hoş ne kadarı gerçek ne kadar abartı anlamadım ama yine de herkes zaman zaman hayatın dibine vurabiliyor demek ki?

    Yorum yapan ebru | Ocak 3, 2008 | 

  3. Bu kızma faslı oldukça ilgi çekici. Erkan Bey, kendini bir aynanın karşısında o kadar çok düşünmüş olmalı ki, böyle reel bir ürün ortaya çıkmış. şekil a ) ?yada solcu özentiliği halindeki islamcılara, solculara, bunlara birşey?

    Kahramanın intihar etmek için, yöntem sorunu çekmeside oldukça gerçekçi verilmiş. Yukarıda yapılan yorumda, intiharın oldukça eğlenceli bir şekilde verildiği söylenmiş. Katılmıyorum. Hemde hiç. İntiharları, ne kadar karikatüze ederseniz edin, hiçbir zaman komik bir hale büründüremessiniz. Ki bu yorumun, yazar üzerinde de negatif bir etki bıraktığını sanıyorum.

    Yeni sayınız (13) hayırlı olsun. İnşallah diğer sayınız kısa zamanda çıkar. Sonraki sayınızda yer alacak ?allahı(nıza) kadar sol manifestosunuda sabırsızlıkla beklemekteyim?

    Yorum yapan Sinan | Nisan 16, 2008 | 

  4. emn olun bukdr planlı oluo herşei herşei planlıosn sonrasnda olucklar nası yapıcaın bianda iniverio aklına soora onları kurcalamak ve ufack bi neden bulmak yetio? hatta herşeye çözm gbi gözüküo birden biticek gbi? grcktn herşein sonumu acaba..

    Yorum yapan adsz | Ağustos 6, 2008 | 

  5. İntihar edebilmek bile zor ya artık, her şeyi düşünmeye kalkarsak,örnekteki gibi.
    Yalın ve akıcı anlatım için teşekkürler?

    Yorum yapan Itır | Ağustos 26, 2008 | 

  6. hiçbirşey planlanmıyor aslında.sanki o an içindeki sen degilmişsin gib davranıyorsun.ya bi kesik bilege ama daha kolayı aşırı dozda ilaç oluyor çogu zaman.çok fazla şey okudum bunla ılgili ama bu denli eglenceli ıgneleyıci bi mektup görmedim Çok başarılı olmuş hocam kızma faslı ayrı bi güzel :)

    Yorum yapan şeyda | Ocak 8, 2009 | 

  7. bende denedim olmuyo ama ben hap içtim ani bir sinirle yani yazmaya fazla bir zamanım olmadı ama yine tam 6 ay sonra okudum anca cesaret ettim cidden çok öfkeliymişim ve tek sorumlusu babamdı onu asla affetmicem allah belasını versin bizi başka ir kadına tercih etti

    Yorum yapan acılı | Mart 23, 2009 | 

2 thoughts on “[milli istirahat eskileri] Babama İntihar Mektubu (hikaye)”

  1. intihar hayli meşakkatli bir iş. bazı intiharlar ağır protesto da barındırıyor içinde. devam etmemek isteksizliği, yemeğin ortasında kalkıp, bana bu kadar yetti, afiyet olsun size demek gibi bazıları. sanıyorum bu kadar planlı olanlar protesto barındıranlar. öfkeyle beslenenler. bir yandan aciz görünüyorsa da kendi canına (bir cana) kıymak, bir yaşamı sonlandırmak hayli cesaret de gerektiyor. deli cesareti…

    Reply

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.